Aşı haberine layığıyla sevinememişken virüs yeni bir yüzüyle hayatımızda kalmaya ısrarcı olduğunu gösterdi maalesef. 2020, kriz, belirsizlik, sürprizler, yaptırımlar derken kabus gibi, ölüm gibi bir yıldı. Bir korku filminin gerçek kahramanları olarak unutulmaz bir yılı geride bırakıyoruz. 2021'de de ana sözcüğümüz "belirsizlik" olacak. Pandemi biter mi? Sorup duracağız. Mecburen dinamik ve teknolojik olacağız. Hızlı toparlanma için stratejiler geliştireceğiz. Reform beklentileri içinde fırsatı kimin değerlendireceğini izleyeceğiz. Zor ama ümitvar olacağımız bir yıl olacak 2021...
Türkiye art arda reform paketlerini Meclis'e getirmeye hazırlanıyor. TÜSİAD, TOBB, MÜSİAD gibi iş dünyası temsilcileri ile görüşen Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül esnafla bir araya gelecek. Geçen hafta pandeminin en çok etkilediği esnaf kesimi için 3 ayda 5 milyar TL'lik hibe paketi açıklanmıştı. Bakanların bu hafta TESK ile görüşmesi ve esnafın reform sürecine ilişkin görüş ve taleplerini alması bekleniyor. Esnaf, bu görüşmede ayrıca yaşadıkları sorunları dile getirerek çözüm önerilerini de hükümet ile paylaşacak. Reform görüşmeleri ilerleyen günlerde toplumun farklı kesimlerini temsil eden sivil toplum örgütleri ile de devam edecek. Yani Türkiye için 2021'in anahtar kelimesi reform olacak.
***
YÜKSEK TOPUKLAR
Yeni dünya düzenine ışık tutmaya çalışan pek çok araştırmada okuduğum ortak nokta şu... Dayanıklılığı kadını kriz dönemlerinde öne çıkarıyor. Pandemi de kadın yöneticileri öne çıkardı. A Para'da Yüksek Topuklar programında başarılı, yetenekli, mücadeleci kadınlarla konuşuyorum. Bu haftadan itibaren onları bu köşeye de taşıyacağım.
Yıllarını kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları için farkındalık mücadelesiyle geçiren Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Alaton ile başlayalım.
Alaton artık kadınların zamanı olduğunu söylüyor: "Liderlik, panik yapmamak, pes etmemek, hemen B, C, D planını da düşünebilmek... Bu özellikler kadında var. Duygusallık bugüne kadar bir zayıflık, bir eksiklik, bir yetersizlik gibi bize yedirildi. Şimdi ise iş dünyasında duygusal zekâdan bahsediliyor. Kadınların duygusal olarak derin olmalarının empati gücü nedeniyle insan yönetiminde ne kadar işe yaradığı ortaya çıkıyor. Özellikle global şirketlerde beyaz, erkek ve 40 yaşın üstündeyseniz yükselmek için şansınız çok az. Kadın olmanız, azınlık olmanız çok daha avantajlı. Bu kadar farklı bir dünyaya gidiyoruz. Dün yedek oyuncu olarak görülenler artık ön planda. Şimdi bizim zamanımız geldi. Cinsiyet dengesinden söz ettiğimiz gibi gelir dengesinden de söz ediyoruz. Daha yapacak çok şey var. Yeni neslin de bizim kadar çaba harcaması lazım. Öyle hazıra konmak yok."
Umutluyum. Kadınlar güçlendikçe ekonomi de güçlenecek. Çocuklar aile içinde de daha iyi eğitim görecek. Şiddet, taciz haberleri de inşallah böylece gündemimizden çıkacak.