Türkiye ekonomisinin yeni dönemini konuşurken, herkesin de yeni planlarını daha dikkatli yapması gerekiyor.
Küresel ticaret savaşlarının içinde, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın işaret ettiği, "ortak akılla, tüm paydaşların uyum içinde aynı hedefe doğru ilerlemesi" Türkiye'ye kazandıracaktır. Ama bu hedef için kısa mesafe koşucularına değil, uzun yol kondisyonuna ihtiyaç var. Bunun için de iş yapış şekillerine çeki düzen vermek, doğru stratejilerle karlı yatırım ve verimlilik artışı şart. Artık sokağa para savurma dönemi sona erdi. Bunu neden anlatıyorum?
Geçtiğimiz günlerde dinlediğim ve üzüldüğüm bir hikâye yüzünden.
Türkiye'nin önemli iş insanlarından biri geçtiğimiz yıllarda yaklaşık 70 milyon dolar ödeyerek bir organizasyon şirketi satın alıyor. Yönetimini değiştirmiyor.
Gün gelip nakde ihtiyaç duyduğunda yöneticilerine "Size hisseleri geri satayım" diyor. Onlar da kabul ediyorlar. Ne kadar değer biçiyorlar?
5 milyon dolar.
Olacak iş değil. Ya size bu malı satanlar değerinden fazla bir miktara satıp sizi kandırdılar. Ya bu 5 yıl içinde yöneticileriniz hiç çalışmayıp şirketin değerini çöp haline getirdiler ya da siz satın alırken gözünüz kapalı paranızı havaya savurdunuz.
Öyle bir durum yok ama şimdi bu patron iflas etse kim suçlu? Türkiye ekonomisini yönetenler mi?
O yüzden sormak istiyorum.
Şimdi Türkiye ekonomisi yeni bir hikâye yazmaya hazırlanırken, küresel ticaret savaşlarından zaferle ayrılmak için stratejik planlarını yaparken iş insanları kendi planlarını yapıyor mu? Yoksa onu da mı devletten bekliyorlar?

Yeni bir hayale ihtiyacımız vardı

"Toplantı bittikten sonra herkes birbirine bakarak gülümsedi. Sevinçle toplantıdan ayrıldık." Bu sözler Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu'ya ait. 26 işadamının katıldığı Bakan Albayrak ile toplantılarından söz ediyor. Ve ekliyor:
"Yeni bir dile ihtiyacımız vardı. Yeni bir hayale ihtiyacımız vardı. Türkiye bir dedikodunun içerisine girmişti. Bu dedikoduya fırsat vermememiz lazım.
Sayın Bakanımız iş dünyasına doyurucu beyanlarda bulundu. Biz bu ülkeyi kalkındırmak için varız." Zorlu'nun sözleri sadece bir örnek. Toplantıya katılan, konuştuğumuz tüm işadamlarından aynı enerjiyi aldım:
Umut… İşte bu, içeride ve dışarıda tüm olumsuz algılarla mücadele etmek için en önemli enerji kaynağı…