Türkiye'nin yeni dönemde en çok üzerinde durması gereken konulardan birisi markalaşma olacak. Güçlü markalarla ülke markasını da layık olduğu yere yükseltmek algı operasyonlarını da hafifletecektir. Her ülkede sözü geçen markalarımız olmalı. Bu hafta Sabah Yazarlar Kulübü ile Londra'daydık. 42 yıldır Londra'nın merkezinde Türk kültürünü İngiliz kraliyet ailesine kadar taşımış olan Sofra restoran zincirinin sahibi Hüseyin Özer ile de sohbet etme imkânı buldum. İlkokul mezunu bile olmayan Özer, Kraliçe Elizabeth'in kabul ettiği, Westminster Üniversitesi'nden fahri doktora alan hatta Middlesex Üniversitesi'nde ders veren, Discovery Channel'ın "Dünyanın sevdiği Türk" diyerek belgeseller yaptığı bir marka. Sofra'ya gidenler Türkiye'nin tanıtım broşürleri ile karşılaşıyor ve Türkiye'ye gitmek için rezervasyon yaptıran İngilizler akşam yemeğini ücretsiz yiyor. Terörist grupların baskılarıyla elinde sadece iki restoranı kaldığını söyleyen Özer, yılmadan Türk kültürünü ve Türkiye'yi tanıtmaya devam edeceğini söylüyor. Günde bine yakın müşteri ağırlayan Özer'in en özel konuklarından biri İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson... Londra'da belki de milyona yakın şef yetiştiren Özer'e son olarak Endonezya'dan teklif gelmiş, "Endonezya yemeklerini tanıtacak restoran aç" demişler. Bütün ürünlerini Türkiye'den getiren Özer ise "Buradaki başarının tüm dünyaya yayılması için eleman yetiştirmek görevimdir yoksa gözüm açık giderim. 200 ülkedeki büyükelçiliklerimizin yanına Türk restoranlar kurulsun. Hangi işadamı yaparsa yapsın. Şeflerini fakir çocuklar içerisinden ben seçeyim ve yetiştireyim. 70 yaşındayım. Hiçbir maddi beklentim yok. Kültürümüzü tüm dünyaya yemekle yayalım" diyor. Özer, Mayıs ayında İngiltere'ye gitmesi beklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da ağırlamayı ve "Göreve hazırım" demeyi planlıyor.