Son dönemde Başkan Erdoğan'ın iç cepheyi güçlendirme çağrısı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ezber bozan çıkışıyla güçlendi ve siyaseti de derinden etkiledi. En vurdum duymaz partiler bile ilgisiz kalamadı. Çünkü bölgeyi kan gölüne çeviren ABD hançeri İsrail barbarları, Lübnan'ı aşıp Suriye içlerine kadar uzandı...
Bu küresel tehdit karşısında sadece iç cepheyi değil dış cepheyi de güçlendirmek gerekliydi. Bu nedenle uzun zamandır Türkiye, başta İran olmak üzere bütün İslam ve Arap ülkeleriyle ilişkisini yoğunlaştırırken, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ni de ihmal etmedi.
Önceki gün Başkan Erdoğan'ın IKBY Başkanı Neçirvan Barzani'yle görüşmesinin arkasında tam da böyle bir siyasi akıl var. Görüşmenin, bölgede İsrail saldırganlığının arttığı, içeride Kürt meselesi üzerinden yeni bir siyasi iklimin konuşulduğu, Kuzey Irak'ta da 2 yıldır ertelenen seçimlerin yapılmasıyla örtüşmesi dikkat çekiciydi. Görüşme bu nedenle bölge halklarını birbirine düşman etme hesapları yapan İsrail'e ve arkasındaki küresel güçlere anlamlı bir mesajdı.
İşin belki de görünmeyen ama en hassas tarafı ABD-İsrail aparatına dönüşen terör örgütü PKK'nın sadece Türkiye için değil, Kuzey Irak için de bir tehlike olmasıydı. Zaten Batı tercihini seküler PKK'dan yana yaparak büyük oranda "muhafazakâr" KDP'yi gözden çıkarmıştı.
AK Parti MKYK üyesi yazar Orhan Miroğlu, görüşmenin önemini şu sözlerle dile getiriyordu:
"Ankara-Erbil ilişkileri 20-25 yıldır çok dostane sürüyor. Bunda baba Molla Mustafa Barzani'nin, 'Türkiye'nin dostu olun, hiçbir zaman düşmanlık yapmayın' vasiyetinin katkısı büyük. İç barış çağrılarının yapıldığı bir zamanda görüşmenin gerçekleşmesi dış cephe açısından kritik bir adımdı. Bu sadece Türkiye için değil, Erbil için de hayati derecede önemlidir."
Miroğlu, "İsrail'in DEAŞ'ı değil, daha çok Kürtleri ve PKK'yı kullanacağının konuşulduğu"na dikkat çekerek şöyle diyordu:
"Bu bölgede küreselcilerin en korktuğu şey Türkler ile Kürtlerin birlikteliğidir. Hatırlayın son dönemde bu bölgede en çok operasyon çekilen iki isim var: Başkan Erdoğan ve Mesud Barzani... Hâlâ da bundan vazgeçmiş değiller. İsrail saldırganlığının devam ettiği bir süreçte, Erbil'le ilişkilerin güçlenmesi çok kıymetli."
Bu görüşmede doğal olarak terör örgütü PKK'yla mücadeleden Kalkınma Yolu Projesi'ne kadar birçok konunun konuşulduğu biliniyor. Bütün bu konularda merkezi Irak yönetimi de dâhil son dönemde önemli adımlar atıldı.
Peki devam edecek mi?
Bağdat veya Erbil'de o kadar çok yabancı el var ki, hiçbir mesele doğal mecrasında akmadığı gibi insanları mutlu edecek bir çözüm de çıkmıyor. Oysa sadece Kerkük petrolleri bile bütün Irak halkını zenginleştirmeye yeter. İşte Türkiye, "Kalkınma Yolu Projesi"yle tam da bunu başarmak istiyor. Ama Biden-Netanyahu kirli ittifakı bunun karşısına "Baharat Yolu"nu koyarak bölgeyi yakıp yıkıyor. Saldırılardan başını kaldıramayan İran'ın nerede durduğu ise belli değil.
Süreç bundan sonra nasıl seyreder göreceğiz ama en azından Ankara- Erbil ilişkilerinin bugünkü sıcaklıkta devam etmesi için Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde iki kez ertelenen ve önümüzdeki pazar günü yapılacak seçimlerin olaysız geçmesi ve KDP'nin bu seçimleri kazanması gerekiyor. İşi hiç kolay değil, karşısında hem çok sayıda farklı parti var hem de bölgenin zenginleşmesi konusunda "durduğu yer belli olmayan" İran, bu kez tarafını seçmiş durumda. Seçimlerde PKK ile birlikte Talabani'ye destek veriyor.
Kazanmasalar da KDP'yi zorlayacakları çok açık.