Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

İslam ülkelerinin denklemi ne?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Siyonist Başbakan Netanyahu, işgalci ve zulümle ayakta kalan ama bunu 76 yıldır gizlemeyi başaran ülkesini sonunda insanlık tarihinin en büyük suçu soykırımla yargılanacak noktaya getirdi. Ama hiç umurunda değil, binlerce kadın, çocuk sivili katlettiği gibi durmuyor da...
Şimdi Refah kapısına sıkışan Gazellilere yönelik kara harekâtı yapmayı planlıyor. Dünyanın birçok merkezinde İsrail'in vahşetine tepki gösteren milyonlar ayakta ama koca koca demokratik devletlerin kılı bile kıpırdamıyor.
Önceki gün Mısır ilk kez İsrail'in bu harekâtı başlatma ihtimaline karşı 1978'de Camp David'de imzalanan Mısır-İsrail Barış Sözleşmesi'ni askıya alacağının işaretini verdi. Sanıyorum Başkan Erdoğan'ın Mısır ziyaretinin ana konusu da İsrail'in Refah saldırısı olacak. Farklı bir süreç başlayabilir.
Ancak İsrail bu çabalara rağmen durmuyor. Büyük ihtimalle arkasındaki ABD ve Batı Bloku desteğine güveniyor ki saldırıyı başlattı bile...

İSRAİL'İN BÜYÜK GÜCÜ
Peki İsrail'i bu kadar pervazsız yapan nedir? Sadece arkasındaki ABD ve Batı Bloku'nun desteği mi?
Sorunun cevabını hafta sonu İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Gençlik Forumu'nun "Filistin Özel Oturumu"nda konuşan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş verdi. Uzun analizinin sadece şu bölümünü aktarmak istiyorum:
"İsrail'in bunu ortaya koyarken en büyük gücü ne askeri gücüdür, ne arkasındaki Batı dünyasının gücüdür, ne finans gücüdür, ne medyadaki gücüdür ne de başka alanlardaki gücüdür. Hiç şüphesiz bu güçler İsrail'in bu kadar pervasız hareket etmesine neden oluyor ama inanın ki en büyük gücü; İslam âleminin paramparça, dağınık olması ve işbirliğinden çok uzak bir noktada durmasıdır. Yani bizim dağınıklığımız, inisiyatif alamamamız, karar veremememiz İsrail'in en büyük gücünü oluşturuyor."

MAZLUM ÜLKELERE ÇAĞRI
Dünyanın dört bir yanında milyonlar sokağa dökülürken, Türkiye'den Güney Afrika Cumhuriyeti'ne, İspanya'dan Somali'ye, Brezilya'dan Galler'e birçok ülke harekete geçerken İslam ve Arap ülkelerinin sessizliği gerçekten anlaşılır gibi değil. İsrail'in içinden bile çok daha anlamlı ve sert tepkiler geliyor. Bir süre önce Felsefe Profesörü Slavoj Zizek, "İsrail ne yapmalı?" diye sorduğu yazısında İsrail İç Güvenlik Servisi Shin Bet'in eski lideri Ami Ayalon'un şu çağrısına yer verdi:
"İsrailliler olarak ancak Filistinlilerin umudu varsa güvende olabiliriz. Denklemimiz bu."
Peki İslam ve Arap ülkelerinin "denklemi" ne?
Yanı başlarında Filistinliler katledilirken, yarın kendi güvenliklerini de tehdit edecek soykırımcı bir devletin vahşeti karşısında susmak mı? "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" demek mi?
Artık ABD ve Batı Bloku'nun sadece kendi çıkarlarını düşünmesi, bütün değerleri altüst etmesi, Filistin'deki soykırıma açıkça göz yumması yıkılmaya mahkûm bir medeniyet olduğunu gösteriyor. Bu da en azından adalet ve merhamet arayan insanlar ve ülkeler için iyi bir fırsat.
Başta İslam ülkeleri olmak üzere sistemin mağdur ettiği bütün ülkeler bu fırsatı, "Dünya beşten büyüktür" diyen Türkiye ile birlikte değerlendirmeli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA