Sadece Filistinliler, sadece İslam dünyası ya da sadece Türkiye değil, bütün dünya Gazze'de yaşanan İsrail barbarlığıyla tarihi bir gerçeği, İsrail'in arkasındaki Batı gerçeğini gördü. Hatta dünya, yakın tarihte Bosna'dan Irak'a, Libya'dan Afganistan'a dünyanın neresinde bir işgal, bir kaos varsa ya da nerede bir darbe oluyorsa arkasında büyük oranda Batı yalanları ve vahşeti olduğunu az çok biliyordu. Ama ilk kez Gazze vahşetiyle, Batı'nın ikiyüzlülüğü, sömürgeci zihniyeti kendini ele verdi.
Bu daha merhametli bir dünya için yeni bir dönüm noktası... Ne yazık ki hâlâ bu gerçeği görmeyen dünyalı siyasetçiler ve aydınlar var. Onlara rağmen sayıları şimdilik az da olsa, Başkan Erdoğan, Brezilya Cumhurbaşkanı Lula ve İspanya Başbakan Pedro Sanchez gibi gerçeği gören ve Batılı emperyalistlerin yüzüne haykıran siyasetçiler de bulunuyor.
Bu küresel isyanın ilk işaretini veren Başkan Erdoğan önceki gün öyle bir konuşma yaptı ki hem bizim yakın tarihimiz hem de mazlum dünya açısından bir manifesto niteliğindeydi. Özellikle kendilerini "sol" diye tanımlayan ama İsrail vahşeti karşısında susan Batıcılar için söyledikleri ders niteliğindeydi:
BATI'NIN TARİHİ GADDARLIKTIR
"Gazze'de öldürülen binlerce çocuğun, kadının, yaşlının, masumun yanında yer almak için öyle çok derin, felsefi gerekçeler aramaya gerek de yoktur. Tolstoy'un 'Bir insan acı duyuyorsa canlıdır, başkasının acısını duyuyorsa insandır' sözünde işaret ettiği gibi, Gazze halkına uygulanan zulme karşı çıkmak için sadece insan olmak yeterlidir.
Evet, İsrailli yöneticiler er ya da geç insanlık mahkemesinde yargılanacak, hak ettikleri cezaları çekecek, tarihin çöplüğündeki yerlerini alacaklardır. Daha önemlisi, Netanyahu yönetimine bu cüreti veren, işlediği insanlık suçlarının üzerini örten Batılı ülkeler de aynı akıbeti paylaşacaklardır. Şayet Amerika ve Avrupa ülkeleri İsrail'e sınırsız siyasi, askeri ve ekonomik destek vermemiş olsa, bu terör devletinin yöneticileri böylesine pervasız ve acımasız hareket edemezdi. Esasen Batı'nın tarihi bu bakımdan oldukça karanlıktır, oldukça çirkindir, oldukça vahşi, gaddarlık örnekleriyle doludur.
Dünyayı asırlardır Batı değerleri safsatasıyla oyalayanlar, sadece kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir değerleri olmadığını defalarca ispatlamışlardır.
Sadece barbarlık, gerçek anlamda Batı'ya ait bir vasıftır. Haçlı Seferlerinde 4 milyon, sömürgelerinde 50 milyon, birinci ve ikinci dünya savaşlarında 70 milyon insanı katleden Batı, hep bu vasfını sergiliyordu.
Gazze'deki vahşete ortak olan Batı, çalıp çırptığı tüm değerleri bir kenara bırakıp yine sadece mayasındaki barbarlık dürtüsüyle hareket etmektedir. İsrail'e en küçük bir söz söyletmeyip Gazze'de yapılanları dile getirenlerin üzerine hoyratça giden Batı yönetimleri, bireysel düzlemde insan olma, kurumsal düzlemde devlet olma özelliklerini kaybetmişlerdir."
BAKAR GÖRMEZ SOLCULARIMIZ
Batı'nın Başkan Erdoğan'ı "diktatör", içerideki uzantılarının da "sağcı- otoriter" diye düşmanlaştırmalarına belki de en iyi cevabı Sol Kemalist yazarlardan rahmetli Attila İlhan tam 46 yıl önce vermiş:
"Demek ki, nasıl Türkiye'nin siyasal huzursuzluk ve istikrarsızlıktan kurtulmayışı hınzır komünistlerin marifeti değilse, iktidardaki sağcı hükümetlerin emperyalist sistemin başıyla ilişkileri de bazı bakar görmez solcularımızın sandıkları gibi yağla bal değilmiş. Öteden beri yazar söylerim, iş sağcılık, solculuk işi olmaktan öte bir iştir, iş Türkiye'nin kaderi, bağımsızlığı, geleceğiyle ilgilidir."