Nihayet İyi Parti kararını verdi. Yerel seçimlere tek başına ve "müstakil" girecek. Bu durumda gözler ister istemez CHP'ye dönecek. CHP'nin yeni yönetimi de sadece İyi Parti ve HEDEP'le ittifak yapıp yapamama sorunu yaşamıyor. "Ablama ne vereyim" ya da "HEDEP ne isterse?" sorunundan çok daha kritik sorunları var. Hem de bizzat CHP'nin geleceğiyle ilgili ve her an krize dönüşebilecek sorunlar.
İlki CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile onu "genel başkan yapan" İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki ilişkinin nasıl seyredeceğiyle ilgili. Kurultayın kazanılmasıyla başlayan "eşbaşkanlık" değerlendirmeleri bunun ilk işaretiydi.
CHP'lilere göre, ortada siyasi bir fark olmasa da partiyi yönetme açısından tıpkı seçim öncesi yaşanan "Kemalci- Ekremci" çatışması gibi yeni bir "Özgürcü-Ekremci" çatışması kaçınılmaz.
Bunun ilk ipuçları da ittifak görüşmelerinde ve adayların belirlenmesinde ortaya çıktı. Her iki süreçte de ilk adresin İmamoğlu olması dikkat çekti.
Gazeteciler de doğal olarak şu soruyu Özel'e sordular: "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adaylık süreciyle ilgili Genel Merkez'e müdahalelerde bulunduğu" doğru mu?
Özel'in cevabı bir hayli manidar:
"Ama tabii İstanbul ile ilgili adaylıklarda, İstanbul özelinde İl Başkanı, Ekrem Bey, Genel Merkez ile hep birlikte böyle oturulup bakılacaktır meseleye. İstanbul dışındakilerle zaten İstanbul Büyükşehir'in bir ilgisi yok."
Aslında Özel, ustalıkla geçiştirebileceği bu soruya, üst kapalı falan da değil çok açık bir, "İstanbul'la sınırlı" mesajı verdi.
Peki Parti Meclisi'nde gücü elinde tutan, önseçim yaptırmayan İmamoğlu bu "sınır"a razı olur mu?
Olmayacağını adaylar açıklandığında göreceğiz.
Gelelim Özel'in önündeki ikinci açmaza, yani parti içindeki kırılma ve kırgınlıklara... Özellikle Alevilerde derin bir kırılma yaşandığı herkesin malumu. Buna aday yapılmayacak belediye başkanlarını da eklemek gerekiyor. Bu açıdan Özelİmamoğlu ekibinin Türkiye genelinde işleri hiç kolay değil. Siyaset üretip umut veremedikleri için sürekli birilerine makam ve mevki vermek durumundalar. Şimdi bu sıraya biraz da Alevileri kaçırmamak kaygısıyla Kılıçdaroğlu'na destek veren çok sayıda belediye başkanı da girdi.
Acaba Özel ve İmamoğlu o başkanlardan kaçını aday gösterecek?
Bu hesaba daha önce CHP'ye "hayır" diyeceğini yazdığım İyi Parti katılmamış görünüyor ama HEDEP'in ne isteyeceği, neyle yetineceği belirsiz. Açık ittifakla mı yetinecekler yoksa İstanbul'dan Esenyurt'u veya İzmir'den Narlıdere'yi mi isteyecekler ya da hesapta olmayan sürpriz bir birleşme mi göreceğiz belli değil.
Durum açıkça Kılıçdaroğlu'nun önüne gelene taviz veren, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ya da bakanlık dağıtan tavrına benziyor. Araya "özel protokol" de sokarlarsa hiç şaşırmam, ne de olsa onun talebeleri!
***
'CHP'Yİ İMAMOĞLU'NA YEDİRMEYİZ' MESAJI
İstanbul Bakırköy'ün CHP'li Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak için başvuru yaptı. Birileri "Zaten şansı yok" diyebilir ama bu çıkışın arkasında siyasi bir akıl var. Artık yeni CHP yönetimi de parti içi muhalefetle karşı karşıya. Kerimoğlu, yeni muhalefetin hedefine de İmamoğlu ve İyi Parti'yi koydu:
"Biz artık birtakım partilerin sözüm ona birtakım yöneticilerine ihale vermek, daire başkanlığı vermek, bürokratik kadro vermek zorunda değiliz. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkenin kurucu ve birleştirici partisidir. Bizler ittifakı yapacaksak, halkımızla yaparız. Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'ne şantaj yapan, tehdit eden, üstelik de seçim kaybettiğimiz gece kahkaha atanlarla bir daha asla ittifak yapmayacağız."
Kerimoğlu'nun çıkışı "CHP'yi yedirmeyiz mesajı" olarak yorumlandı.