Gündemde yerel seçim olsa da durdurulamayan hayat pahalılığı nedeniyle vatandaşın gündeminde ağırlıkla geçim var. Bu yüzden de bütün gözler, hükümetin yeni ekonomi politikasında. Hükümet, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan üçlüsünün yürüttüğü "Orta Vadeli Program"ı hayata geçirmek için yoğun çaba harcıyor.
Küresel ve ulusal piyasalardan gelen veriler ve tepkiler de bir hayli olumlu. İlk sinyal büyüme rakamıyla geldi. Türkiye, 2023 yılı 3. çeyreğinde piyasaların beklentisinin üstünde yüzde 5.9 büyüdü.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's, Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit ederken kredi notu görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çevirdi. Büyüme rakamının hedefleriyle uyumlu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, sokağın sesine kulak verdiklerini belirterek şöyle diyordu:
"Halkımızın birinci gündemi ve önceliği neyse, AK Parti hükümetinin önceliği de odur. AK Parti'nin 20 yıllık bir performansı var. Geçmişle ölçülürse nasıl başardığı da görülür."
Bu başarı, son yıllarda yaşanan terör saldırılarına, küresel çatışma ve kuşatmalara, 6 Şubat 2023'te yaşanan dünyanın en yıkıcı depremine rağmen sürdü. Dahası buna rağmen son üç yılda dünyanın yüzde 7, Türkiye'nin ise yüzde 20 büyüdüğüne dikkat çeken Yılmaz, sözü yerel seçimlere getirerek şöyle diyordu:
"Yerel seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde birileri yatırım gelmediğini söylüyor. Aslında bir belirsizlik söz konusu değil. Yerel seçim, adı üzerinde yerel seçim ve hizmetle ilgili. Muhalefet herhalde ülkeyi genel seçim havasına sokmak istiyor. Bu doğru değil. Maalesef bazı finans çevrelerinde de böyle düşünenler var. AK Parti ve Cumhur İttifakı'na yarar diye para getirmek istemiyorlar. Bunlar sanıyorum 'Yerel seçim geçsin, sonra para getiririz' diye düşünüyor. Bu doğru bir yaklaşım değil ve ben siyasi bir risk görmüyorum. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere de şehirlerimizde ciddi bir değişim yaşanacak."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, gerçek ekonomik verileri görmezden gelen muhalefetin ekonomi üzerinden yürüttüğü siyaseti de doğru bulmuyor. Tam da bu yüzden sabah akşam "Ülke bitti" siyaseti yapan muhalefetin özellikle sanayi yatırımı ve milli gelir konusunda verdiği rakamlar da inandırıcı değil.
Yılmaz sanayi konusunda çok çarpıcı rakamlar veriyor. Sanayinin son 20 yılda 5.4 büyüdüğünü, milli gelirdeki payının yüzde 22.7'den 30.2'ye çıktığını, ihracatın da yüzde 90'ının sanayi ürünlerinden oluştuğunu söylüyor. Gelecek yıl Türkiye'nin 1 trilyon 100 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşarak dünyanın 17'nci ekonomisi olacağını söyleyen Yılmaz, milli savunma sanayiiyle ilgili de dikkat çeken bir tespit yapıyor:
"AK Parti döneminde savunma sanayiinde değişim değil, devrim oldu. Bu da Cumhurbaşkanı'mızın siyasi iradesiyle gerçekleşti. Yüzde 20'lerde olan yerlilik oranı bugün yüzde 80'lerde."
***
TANJU ÖZCAN O SÖZÜNÜ UNUTTU MU?
Atalarımız, "Büyük lokma ye büyük söz söyleme" demiş. Çabuk unuttuk; eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 14 Mayıs seçimlerine giderken ana sloganı, "Sana söz"dü. "Sana söz baharlar gelecek..." diye çok söz verdi. Kaybettiği için de hiçbirini tutamadı tabii ki... Ama söz veren CHP'li sadece o değildi. Bakın Kılıçdaroğlu'na karşı yollara düşen, değişim diye meydan okuyan Bolu beyi Tanju Özcan, nasıl söz vermiş:
"Bakın şunu iddialı bir şekilde söylüyorum. Hiç hayatımda kıvırmadım. Eğer Sayın Erdoğan bir kez daha seçilirse 2023'te... Hasbelkader seçileceğine şu kadar inanmıyorum, seçilirse ben 2024 yılında seçilme şansım yüzde yüz bile olsa Bolu Belediye Başkanlığı'na adaylığımı koymayacağım."
Bakalım "delikanlı siyasetçi" Özcan sözünde duracak mı?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Mahmut Övür | 'AK Parti'ye yarar diye para getirmek istemiyorlar'