Emperyalist ABD'nin başını çektiği "demokratik dünya" ağırlıkla Gazze'de Filistinli çocukların, kadınların katledilmesini sadece izlemiyor para ve silah dahil her türlü desteği de veriyor.
Gazze'de küresel bir soykırım işleniyor ve kimse de durduramıyor. Çünkü arka planında giderek sertleşen finans, silah ve enerji kapitalistlerinin paylaşım savaşı var.
Dünya bu dehşet verici vahim tabloyla karşı karşıya ve görünürde ikiyi ayrılmış durumda.
Bir tarafta ABD, AB'nin önde gelen ülkeleri ve onlara destek veren, bizde de bol miktarda bulanan "Batıcılar..." var, diğer tarafta ise Türkiye, Brezilya ve İspanya solu gibi sert tepki gösteren ya da en azından kınayan "otoriter" liderler ve korka korka tepki göstermeye çalışan Arap ülkeleri var.
Tablo demokratik değerler açısından hayal kırıklığı yarattı ama öfkeyi de yükseltti. Bu sürecin ilk işaretini de Başkan Erdoğan verdi:
"Dünyanın gözü önünde bir felaket, bir facia, bir insanlık suçu yaşanıyor. Bu zalimlerin her biri ve onlara verdikleri destekle aynı suça ortak olanlar önce insanlık vicdanında, ardından tarih önünde mutlaka yargılanacak."
İlginçtir bu tür çıkışlar bizdekinin aksine dünya solundan geldi. Brezilya'nın solcu Devlet Başkanı Lula da Silva, çocukların katledilmesine isyan ediyordu:
"Sorun şu ki, artık bu bir savaş değil sadece bir soykırım. Zira savaşla hiçbir ilgisi olmayan yaklaşık 5 bin çocuk öldürüldü. Gerçekten anlamıyorum."
Soldan bir ses de İspanya'dan. İspanya Sosyal Haklar Bakanı Ione Belarra, şöyle diyordu:
"ABD ve Avrupa Birliği (AB), İsrail'in işlediği savaş suçlarının ortağıdır. İsrail devleti, Gazze'de planlı bir soykırım yürütüyor"
İşin garip tarafı, dünya ve kendi halkları nezdinde hayal kırıklığı yaratanlar arasında öne çıkanlar da yine sol ve sosyal demokratlardı. Alın Almanya'nın sosyal demokrat Başbakanı Olof Scholz'u:
"Gazze'de ateşkes ya da uzun bir ara talebinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu, İsrail'in, Hamas'ın toparlanmasına izin vermesi gerektiği anlamına geliyor."
Türkiye'de ise hayal kırıklığı yaratanlar kervanına, en hızlı katılan siyasetçi CHP Genel Başkanı Özgür Özel oldu. İspanya ve Brezilya solcularının gerisine düşen, rehberi Ecevit'in kemiklerini sızlatan Özel, Gazze'deki katliamı değerlendirirken işgalciyle topraklarını savunan Hamas'ı eşitliyor ve açık açık İsrail'e selam gönderiyordu:
"Elbette bir terör örgütü olarak gördüğümüz ve sivillere karşı eylemlerini kınadığımız Hamas'ın başlattığı roketli saldırılar ve ardından İsrail'in bu kez Filistin'e sivillerin canlarını da gözetmeksizin uyguladığı orantısız şiddet hepimizi fevkalade üzdü."
Gittikleri her yere kan ve gözyaşı götüren işgalciler ve destekçileri, ilk defa bu kadar açık ve gerçek yüzleriyle görünür oldu. Bu açıdan Gazze'deki soykırım bir milat. Artık dünya siyaseti eskisi gibi olmayacak ve değişecek. Böyle bir siyasi zemin var ve ne yazık ki Arap ülkeleri bu gerçeği görmedi, korkularına daha doğrusu "Kral Faysal" korkusuna yenik düştü.
Oysa bizzat kendi yakını tarafından katledilmesine rağmen bugün Kral Faysal olmak daha mümkün. Bakın 1969 yılında Müslümanlara nasıl sesleniyor:
"Kardeşlerim! Neden bekliyoruz? Dünyanın vicdana gelmesini mi bekliyoruz? Nerededir ki dünyanın vicdanı? Mukaddes Kuds-ü Şerif sizi çağırıyor. Kendisini kurtarmanızı bekliyor. Neden korkuyoruz? Ölümden mi korkuyoruz?"
Tarihe geçen şu sözleri de İsrail'e petrol ambargosu uygulamaktan korkanlara kapak niteliğinde:
"Biz ve atalarımız hurma ve deve sütüyle yaşadık; yine öyle yaşayacağız!