Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

‘Siyasi çekişme değil gerilla savaşı’

Sesli dinlemek için tıklayınız.

CHP'deki siyasi kısırlığın esas nedeni, bizzat CHP'nin ürettiği vesayet siyaseti. CHP esiri olduğu o siyaseti aşıp yeni siyasete yönelemediği için ya "sağa" savruluyor ya da yerinde sayıyor. Geriye dönün bakın, tek parti döneminden çok partili sisteme, her kurultay öncesi hep aynı kavgalar yaşandı ve o kavgalar da hep "değişim" adına yapıldı.
Bildiğim kadarıyla Ecevit'in genel başkanlığa yürüdüğü 1972 kurultayı dışında hiçbir kurultay ciddi bir değişim getirmedi. Diğerleri ya parti içi muhalefetin teslimiyetiyle noktalandı ya da sonuçtan memnun olmayan küçük bir grubun küsüp ayrılmasıyla.
Bugün de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı bayrak açanlar aynı "değişim" argümanını kullanıyor. Oysa ortada dünkü CHP'den farklı bir siyaset yok. Henüz ne "değişim" başlatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ne de onun desteğiyle yola çıkan Özgür Özel, CHP'lileri heyecanlandıracak bir siyaset ortaya koymuş değil. Koyamıyorlar; çünkü hiçbiri 73 yıldır CHP'nin iktidar olmasını engelleyen "parti içi vesayet siyasetini" değiştirme cesareti gösteremiyor. Aydınları ve sosyolojileri de dâhil. Bu da CHP'lileri koltuk kavgasına hapsediyor. İl kongrelerindeki kavga, parti içi demokrasiden değil, koltuk savaşlarından çıkıyor. Umarım İstanbul kongresinde ve kurultayda aynı manzaralar yaşanmaz.
Bunun neden böyle olduğunu tam 11 yıl önce tarihçi Cemil Koçak, "CHP kurultaylarında siyasi çekişme olmaz, gerilla savaşı olur" başlıklı yazısında anlatıyor:
"İyi de tarafların politikideolojik duruşlarından ne haber? Bu bakımdan habersiz kaldığımızı itiraf etmeliyiz. Siz bakmayın pek de kimsenin anlayamayacağı soyut tüzük tartışmalarına. Bu bakımdan kurtlar sofrasında tüzük kavgalarının ilerideki parti içi iktidar mücadelesinde önemli yeri vardır. Bu mücadele sanıldığının aksine meydan okumalarla değil, içten içe gerilla savaşıyla verilmekte, verilecek. Kozlar, zamana yayılacak; ilk raundu kim kazanırsa kazansın, bir sonraki için kartlar hemen yeniden dağıtılacak."
Peki CHP bu kavgalara rağmen pozisyonunu korur mu? Tarihçi Koçak, sanki bugünü işaret ediyor:
"Partiye gelince; anlamsız çekişmeler içinde günlerini, yıllarını geçirebilir. Ne de olsa hâlâ bazı noktalarda iktidardır. CHP'nin kolay kazanabildiği yerlerde milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye ve il genel meclisi üyeliği için, hatta il başkanlığı, ilçe başkanlığı için bitmez tükenmez kavgalar sürer gider."
İki mayıs seçimi sonrası oluşan öfke ve hayal kırıklığı bu kısırdöngüyü değiştirir mi bilemem; ama en azından şu söylenebilir: CHP'nin işi bundan sonra hiç kolay değil.

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Şimdi gelin tek parti döneminin sonuna gidelim ve yine tarihçi Koçak'ın "İki Partili Sistemin Kuruluş Yılları" kitabında yer alan "CHP'de Muhalefetin Tasfiyesi" başlıklı bölümde Falih Rıfkı Atay'ın CHP içi muhaliflere nasıl baktığına yakından bakalım. Atay, sanki bugünkü kavgayı hatırlatan, "Kurtarıcılık davasını benimseyenler partide (CHP'de) iseler dahi bizden değildirler" cümlesini kuruyor ve şöyle devam ediyor:
"Sosyal, ekonomik ve siyasi fikir ayrılıklarını belirtmeyen ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni şahıslar etrafında gelişigüzel parçalayıp, 'kaleyi içinden fethetmek' amacını güden Şark usulü politikacılığı tamamen karşılamak zorundayız..."
Gördüğünüz gibi CHP daha o zaman yeni fikirlere açık olmadığını ilan etmiş.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA