Seçim yenilgisinin muhalefete öncülük eden CHP'yi sarsacağı bekleniyordu ama işin bu kadar hızlı bir "ihanet" noktasına varacağı beklenmiyordu.
CHP'ye ne yazık ki uzun zamandır siyaset tartışması değil, komplo, kaset ve ihanet tartışmaları yön veriyor. Bu da kaçınılmaz bir sondu.
Ortada sadece baba-oğul ihaneti de yok, baba şüphelendiği A Takımı'ndaki oğullarını toptan gönderince onlar da soluğu fire vermeden babaya ihanet eden Zoom cephesinde aldı. Bunun adına da "değişim" dediler.
Önceki gün medyaya düşen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun başkanlık yaptığı Zoom toplantısından söz ediyorum. İzlediniz mi bilmiyorum ama o toplantı kendileri ne derse desin, tam bir "operasyon" toplantısıydı.
Çünkü daha düne kadar A Takımı'nda yer alan herkes oradaydı.
Engin Altay, Muharrem Erkek, Bülent Tezcan, Onursal Adıgüzel, Tekin Bingöl, Selin Sayek Böke, hatta Kılıçdaroğlu'nu Meclis'te temsil eden Özgür Özel bile bu fotoğrafın içindeydi.
Garip ama gerçek, şimdi sadece bir kişi değiştirerek partide "değişim" yapacağını söyleyenler de bunlar.
İşte bu yüzden CHP'de kalanlar bu fotoğrafa "ihanet" fotoğrafı diyor.
Ortada bir "değişim" ve "yeni siyaset" tartışması yok ama CHP'yi mevcut parti meclisi üyeleri ve "delege avı"yla olağanüstü kurultaya götürerek "o koltuğa" birini oturtma stratejisi var. Bir anlamda Biden'ın Türkiye için, "darbeyle değil seçimle" önerisi gibi bir siyaset mühendisliği operasyonu bu. Bütün hesapları bunun üzerine kurulu.
İmamoğlu, Zoom toplantısını açarken aynen şöyle diyor:
"Alternatif bir olağanüstü kurultay olabilir mi? Buna dair bir veri var mı? Bu konuda bir çalışma sürdürüldüğünü biliyorum. Bir de malum, Selin Sayek Böke Amerika'dan gelir gelmez bir çalışma yürütecekti. Biz de onu yürütüyoruz. İstersiniz PM'den başlayalım..."
Sözü CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın alıyor ve Özgür Özel'i kastederek, "Özgür başkan da burada..." diyor ve ekliyor:
"Hakkı Süha önerdi. İmza atanların geri çekileceğini düşünmüyorum ama insanlık halidir. 'Lastik patlar, şoför atlar' iki üç fazla yazmak iyi olur."
Gördüğünüz gibi bütün olay, "delege avı" üzerinden yürütüldüğü için "Ya başaramazsak korkusu" da var.
O korkuyu Tekin Bingöl de şu sözlerle dile getiriyor: "Boşa atış bizi çok zora sokar."
Aslında bu tür toplantıların yapıldığı bilinmiyor değil ama ortak fotoğraf verilmesi, bunun medyaya sızması ve eski A Takımı'nın İmamoğlu'nun yeni takımı olması, siyasette "değişim" bekleyenler açısından sarsıcı oldu. Kaset savaşları da böylece CHP'lilerin vazgeçilmezleri arasına girdi. Ama en önemlisi böyle "özel" bir toplantıyı bile beceremiyor olmaları ve ekip içinden birilerinin sızdırması. Çünkü Zoom gibi iletişim mecralarına ancak konuşanların bilgisayarından ulaşmak mümkün. Bu da içeriden sızma olduğunu gösteriyor. Artık söylendiği gibi bir danışman mı yoksa esas aktörlerden biri mi sızdırdı onu da yakında öğreniriz. Ya da sızmayı araştıracaklarını söyleyen İmamoğlu'nun gizli çalışmasıyla öğreniriz.
CHP'lilerin deyimiyle "ihanet" tablosunun en hazin tarafı ise bırakın ortaya yeni bir siyaset koymayı henüz bir aday dahi çıkaramamış olmaları. İşin başında İmamoğlu var ve "başkan" pozisyonunda toplantıyı yönetiyor ama cesaret gösterip "Ben adayım" diyemiyor.
Onun dışında pusuda bekleyen iki isimden söz ediliyor: Özgür Özel ve Gökhan Günaydın. Biri grup başkanı, diğer başkanvekili olarak temsil ettikleri Kılıçdaroğlu'na savaş açmışlar ama onlar da koltuklarını bırakmıyor.
Etme bulma dünyası CHP'de daha çok ihanet kaseti göreceğiz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz