Bilgisayar ve ardından arama motorlarının hayatımıza girdiği günlerde, espri konusu yapılan hoş bir olay anlatılırdı. Farklı uluslardan insanlara arama motorlarının önemini anlatmak için "İstediğiniz soruyu sorun" diye bir test yapılmış. Sıra Türk'e gelince, bilgisayarın başına geçmiş ve ikili karşılaşmalarda sorulan şu klasik soruyu sormuş:
"Ne var ne yok?"
Diğerlerinin cevabı anında gelmiş ama Türk'ün cevabı bir türlü gelmemiş; çünkü bilgisayarın kafası karışmış, hatta bilgisayar kilitlenmiş.
Şimdi bunun tam tersini siyasette, son dönemde 10'luya çıkan koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu yapıyor. Çıktığı bir televizyon kanalında sorulan sorulara öyle cevaplar veriyor ki hem kendi seçmenini hem de toplumu kilitliyor, abandone ediyor. Verdiği hangi cevaba bakarsanız bakın, işin içinden çıkmanız mümkün değil.
Birbirini tekzip eden ve siyaseten doğru olmayan onlarca cevap var.
Ayrıntılara girmeye gerek yok; sadece ülkeyi yönetmeye aday bir siyasetçinin, siyasi sorulara verdiği cevaplara bakmak yeterli. Bu açıdan da "YPG bir terör örgütü müdür?" sorusuna verdiği cevap turnusol kâğıdı niteliğinde. Sanki karşınızda bir siyasetçi değil, algı operatörü var.
Kılıçdaroğlu, o soruya cevap verirken önce suçu iktidara atarak başlıyor:
"YPG'yi ilk yıllarda devlet, terör örgütü olarak görmüyordu. Bize de sorduklarında 'Devlet terör örgütü olarak görmüyorsa biz de görmüyoruz' dedik."
Bildiğim kadarıyla Kılıçdaroğlu dâhil hiçbir CHP'linin böyle bir tespiti olmadı. Hatta Kılıçdaroğlu 4 Mart 2019'da yine canlı bir televizyon programında, devlet YPG'yi terör örgütü ilan ettiği hâlde şöyle diyordu:
"YPG bize mi saldıracak?"
Sonra bazı CHP'li siyasi aktörlerin de sık sık başvurduğu şu kaçamak cevap geldi:
"Bizim istihbarat örgütümüz yok."
Anlayacağınız dediği şu: Elimizde istihbarat teşkilatı olsa YPG'nin terör örgütü olduğunu söyleyeceğiz. Güler misiniz, ağlar mısınız?
Başka bir yerde de "Ben devleti bilen biriyim, devletin içinden bize bilgi akıyor" diyen biri bunu nasıl söyler? Madem devleti bilen birisin, nasıl olur da bizzat o devlete saldıran örgütün ne olduğunu bilmiyorsun? Aynı yöntem FETÖ meselesinde de izlendi.
Aslında bunları bilmek için devleti bilmeye gerek yok. Bütün siyasi oluşumlar, kendi dışındaki diğer oluşumların hepsini bilir ve izler. Üstelik YPG sadece terör boyutuyla değil, ABD'yle ilişki nedeniyle de CHP gibi bir partinin ilgi alanında olması gerekirdi. FETÖ de öyle...
Bu yüzden CHP'nin başındaki bir kişinin "O yapıyı bilmiyorum" demesi siyasi skandaldır.
Şu gerçeğin altını da çizelim: YPG aslında PYD'nin silahlı kanadı. PYD de tıpkı PKK'nın siyasi kanadı HDP gibi ve birbirleriyle bağlantılı.
Bunları cumhuriyeti kuran CHP'nin başındaki Kılıçdaroğlu veya CHP'nin siyasi aklı bilmiyorsa siyaset yapmasınlar daha iyi. Aslında bal gibi biliyorlar. CHP'nin gerçek problemi de bu. Kılıçdaroğlu ve ekibinin, sahici, samimi siyaset yaparak CHP'yi doğru bir yere taşımak yerine, siyasal zemini tahrip eden, zehirleyen bir yol izlemeleri bugünkü yenilgilerinin de müsebbibi.
CHP'liler enerjilerini farklı siyasetçileri düşmanlaştırmak yerine siyaset üretmeyen kendi siyasi aktörlerine yöneltmezlerse işleri çok zor.
En azından bu seçimde oylarınızla alternatif olmayı başaramayan aktörlere iyi bir ders verebilirsiniz.