Başkan Erdoğan, Büyük İstanbul Mitingi'nin yapıldığı Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'ne gelmeden saatler önce alandaydım. Dün yazdım, bu miting AK Parti ve Cumhur İttifakı için sadece büyük kalabalıkların toplandığı bir gövde gösterisinden ibaret değil, bir siyasi duruşu bir meydan okumayı içinde barındırıyor.
Bu gerçeği, bizzat alanı dolduran kitlelerin tepkisinde de gördüm. Her kuşaktan, her yaştan insanın alandaki heyecanı görülmeye değerdi. Herkes yapılanların da verilen sözlerin de kimin kiminle yol arkadaşlığı yaptığının da farkında.
Ama bir şeyin daha farkında; AK Parti'nin 21 yılda Türkiye'nin çehresini nasıl değiştirdiğini, sanayiden milli savunmaya, kültür merkezlerinden, ulaşıma nasıl devasa bir dönüşüme imza attığını da görüyor ama asıl fark ettiği şey, yitirdiği özgüveni yeniden kazanması.
Bu özgüvenle 1 milyon 700 bin vatandaş İstanbul Atatürk Havaalanı'nı doldurdu. Bu yüzden bu buluşma sadece bir mitingi değil, Türkiye'nin önünü kesmeye çalışan ABD'ye, AB'ye, pervasızca saldıran aparatları Der Spiegel'e, The Economist'te ve onlarla birlikte harekete eden FETÖ'ye PKK'ya ve iç uzantılarına bir meydan okuma buluşmasıydı.
Orada, bir anlamda 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine karşı 7 Ağustos 2016'da milyonları bir araya getiren Yenikapı ruhunu gördüm.
Kalabalığın arasında dolaşırken, bugüne kadar pek rastlamadığım bir çeşitliliğe de tanık oldum. AK Partililer arasında ilk kez 40 yaş üstü "milli" hassasiyet taşıyan CHP'liler de vardı. Onlardan biri, şu an ne yaşandığını şöyle özetliyordu:
"Avusturalya'dan Sibirya'ya kadar birçok ülkede çalıştım. Oralarda şu gerçeği gördüm; Artık üstümüze sinen ezikliği attığımız bir dönemden geçiyoruz. Bunun kıymetini bilmeliyiz. Bugün kadar CHP dışında hiçbir partiye oy vermedim. Bu seçimde ilk kez Erdoğan'a oy vereceğim."
14 Mayıs seçimlerinin sürprizi tam da burada saklı. Bir dip dalga varsa o da budur
Başkan Erdoğan da o dip dalgaya sesleniyordu:
"Biz bugüne kadar sadece milletimizle yol yürüdük. Bugün de milletimizle yol yürüyoruz. Eğer siz tamam derseniz bu iş bitmiştir. Tamam mı?
'Bay Kemal boş sözü, Reis son sözü söyler' diyor. İşte benim milletim böyle.
Zeka fışkırıyor her yerden. İnşallah Türkiye Yüzyılı'nı da sizlerle beraber kuracağız."