Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Celal Şengör kime oy verecek?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Siyaseten Türkiye hiçbir dönem bugünkü kadar net ve açık bir ayrışma yaşamamıştı. Geçmişte Amerikancılıkla, Batıcı olmakla suçlanan siyasi aktörler veya partiler oldu. Mesela 60'lı yıllarda rahmetli Demirel, sol tarafından "Morrison Süleyman" olarak suçlanmasına, hatta ABD'nin destek verdiği darbeyle şapkasını alıp gitmesine rağmen bugünkü kadar açık ABD savunuculuğu yapmadı.
Oysa Cumhuriyet'i kuran partinin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu, hiç tereddüt etmeden çöküşe geçen, kaos ve kargaşadan başka mazlum milletlere bir şey vaat etmeyen ABD'yle ve Batı'yla birlikte olacağını açık açık söylüyor. Ne ABD'nin çevremizi kuşattığını görüyor ne de terör örgütü PKK'yı Suriye'de müttefik ilan ettiğine itiraz ediyor.
Bu tabloya "Dış politikayı 180 derece değiştireceğim" ve "Libya'da, Karabağ'da ne işimiz var" sözlerini, dahası Ukrayna-Rusya Savaşı'nda Türkiye'nin oynadığı barışçıl rolü sürdürmeyeceğini ekleyin.
Üzerine, iç politikada önerdiği 300 milyar dolar getireceği, KHK'lıları serbest bırakacağı ve PKK'yı HDP üzerinden meşrulaştırma siyasetini de ekleyin.
Yetinmeyin, küresel sistemin altüst olduğu bir zaman diliminde Türkiye'yi bırakın 2'li, 3'lü koalisyonla, 9'lu koalisyonla yöneteceğini de ekleyin.
Bu durumda, sokaktaki insanın elinin gitmeyeceğini biliyorum ama bilimden, akıldan söz eden aydınlar, akademisyenler nasıl oy verecek? Mesela ekonomi yazarı Ege Cansen şöyle diyor: "Ben cumhurbaşkanlığı seçiminde oyumu Kılıçdaroğlu'na, milletvekilliğinde ise İyi Parti'ye vereceğim. Çünkü laik muhafazakârım."
Tabii ki oyunun rengini açıklayabilir. Ama hemen altında Kılıçdaroğlu'nun 300 milyar dolar getireceği, daha doğrusu "getirdim" sözünü analiz ediyor.
Sonunda da, "Tutmayacağı 300 milyar dolar sözü vermesi" gibi bir tespit yapıyor. Garip ama gerçek, böylece inanmadığı bir adama oy vereceğini söylüyor.
Ondan çok daha ünlü bir "aydın" var: Prof. Dr. Celal Şengör. Alanında çok saygın bir bilim adamı olan Şengör'ün kime oy vereceğini de doğrusu merak ediyorum. Ediyorum, çünkü bir ara bugün cumhurbaşkanı adayı olan Kılıçdaroğlu ile yemek yiyen Şengör, görüşme sonrası şöyle diyordu:
"Kemal Kılıçdaroğlu'yla bir öğle yemeği yedim. Yanından ayrılırken çok üzüntülü ayrıldım. Çok samimi söylüyorum size. Dedim, Atatürk'ün partisinin başı buysa vah yazık bize. Gittik gürültüye."
Gel de merak etme, böyle diyen bir bilim insanı, tıpış tıpış gidip Kılıçdaroğlu'na oy verir mi, ne dersiniz?

***

'İÇİMİZDEKİ AMERİKALILAR' VE İSTANBUL MİTİNGİ

Bugün İstanbul Atatürk Havalimanı'nda kurulan Millet Bahçesi'nde Başkan Erdoğan'ın "Büyük İstanbul Mitingi" var.
Siyasi tarihimizde büyük mitingler hep oldu, ama tarihin kırılma anlarında yapılan bazı mitingler bir duruşu, bir meydan okumayı simgeler. Geçmişte "milli sol"un da emperyalizme karşı böyle çıkışları oldu.
Çok daha eskiye gitmeye gerek yok, en son 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine karşı 7 Ağustos 2016'da İstanbul Yenikapı'da yapılan büyük buluşma bu tür bir meydan okumaydı.
Sık sık yazdık, Türkiye'de ciddi bir "milli ve küreselci" kavgası var ve bu her alanda, bütün boyutlarıyla sürüyor. 14 Mayıs bu nedenle tarihi bir dönüm noktası. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu mitingin siyaseten ne anlama geldiğinin altını çizdi:
"Türkiye'nin doğusuyla batısını birleştiren Recep Tayyip Erdoğan'a inanan yüz binler o meydanda olacak. O meydanda 21 yıldır bu ülkede bu milletin ortaya koyduğu bir duruşu sergileyeceğiz, 15 Temmuz'da milletin ortaya koyduğu duruşu."
AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve arkadaşlarının düzenlediği büyük miting, sadece ABD'ye değil, "içimizdeki Amerikalılara" da bir meydan okuma, bir mesaj olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA