Hakikaten tebrik emek gerekiyor, arkasında hiçbir seçim başarısı olmayan, girdiği her seçimi kaybeden Yedili Masa'nın CHP'li cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, içi boş iddialar ve vaatlerle yıllardır gündemde kalmayı başarıyor.
Şimdi de "300 milyar dolar" getirmekten söz ediyor. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. IMF ve Dünya Bankasını boş verin, Londra'nın tefecileri değil, kara para baronları bile bir araya gelse bu kadar parayı bulamaz. Emperyalistler de bir ülkeye bu kadar parayı "bedava" vermez.
Rakam o kadar uçuk ki, hiçbir gerçekle örtüşmüyor.
Son yüzyılda Türkiye'ye giren yabancı sermaye rakamları belli. Cumhuriyet dönemi boyunca giren toplam yabancı sermaye miktarı 267 milyar dolar. Bunun 252 milyar doları da 20 yıllık AK Parti döneminde girmiş. Kılıçdaroğlu 100 yılda gelen paradan daha fazlasını getireceğini söylüyor.
Peki, bunu neye dayanarak söylüyor?
Hatırlar mısınız, Kılıçdaroğlu sık sık tarih veya saat verip "Bekleyin" diyordu. Geçen yılın sonbaharında önce "Kasımı bekleyin" dedi, sonra rotayı "3 Aralık"a kırdı.
Hani, "Sonsuza kadar krizi bitirecek bir vizyon açıklayacağız" dediği tarih...
Peki, o tarih geldiğinde ne gördük?
Milyonların önüne çıkara çıkara danışman yaptığı ve zoom'la bağlandığı Amerikalı Jeremy Rifkin'i çıkardı. Sonuç tam bir hayal kırıklığıydı.
Aslında elinde, inandığı ve "sonsuza kadar krizi bitirecek" sihirli bir proje vardı. Ancak o proje çalıntı olduğu için biraz ipucu verdi ama açıklayamadı. Bugün seslendirdiği "300 milyar dolar getireceğim" argümanı da o çalıntı proje üzerine kuruluydu. O projenin 2011 yılında AK Partili bakanlardan Zafer Çağlayan'a ait olduğunu bu köşede yazınca ortalık karışmış, sunumu yapacak kişi de apar topar geri çekilmişti.
O kişi "Mossad Recep" lakaplı Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanlarından Recep Beşenk'ti.
Önceki gün Başkan Erdoğan'ın TRT'deki programına katılmak için Ankara'ya gittiğimde kulaklarıma inanamadım. Kulislerde yine "Mossad Recep" adı dolaşıyordu. Meğer artık Kılıçdaroğlu o adı saklamıyor, projesini de sahipleniyordu.
Bunu da bir süre önce sosyal medyadan duyurmuştu:
"Türkiye genelinde 9 Özel Ekonomi Bölgesi hedefliyoruz."
İşte bu proje; hem de adını hiç değiştirmeden "Özel Ekonomi Bölgesi" adıyla tam 12 yıl önce AK Parti tarafından hazırlanan projeydi. Onu Kılıçdaroğlu'na getiren de projenin sadece "hayvancılık bölümü"nde çalışan ve o tarihlerde AK Parti'den aday adayı olan Mossad Recep'ti.
Kılıçdaroğlu, bu çalıntı projeyi sahiplenince onu getiren Mossad Recep de ortaya çıkıyor ve kendisine aitmiş gibi projeyi anlatıyordu. T24 haber sitesine verdiği röportajda şöyle diyordu:
"Fizibiliteleri, alanları ve kanun tasarılarının hepsi hazır. Hangi bölgede ne üreteceğiz, hangi bölgede hangi yatırımlara daha fazla teşvik vereceğiz, hepsini çalıştık. En az yüzde 90'ı kamu arazisi olacak. Arazileri, ayni sermaye olarak koyacağız buraya. Genel Başkanımız 300 milyar dolar diyor ama çok mütevazı rakam kullanıyor."
ABD'li Rifkin ne der bilemem ama "Mossad Recep", 300 milyar dolarla da yetinmiyor. Herhalde Nasreddin Hoca'nın koyun fıkrası gibi bir proje bu.
Hem de AK Parti'den çalıntı. Kılıçdaroğlu, AK Parti'yi taklit ediyor ama onu bile kötü yaptığı için güven vermiyor.