Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Soldan bir CHP eleştirisi

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Son dönemde CHP'li siyasi aktörlerin, iktidar mensuplarını, bürokratları, hatta gazetecileri "yargılayacağız" demeleri yeni değil. CHP'liler bunu hep yaptı, yapmaya da devam ediyor. Hak, hukuk, adalet demelerine bakmayın, ekrana çıkan ya da tweet atan her CHP yöneticisi, mutlaka sözü iktidara veya destekleyenlere getirerek, "Onları yargılayacağız" diyor.
Sanıyorum bu vesayet ve darbe dönemlerinden kalma bir siyaset dili. Rahmetli Menderes'in akıbetini sık sık hatırlatmaları da bunun yansıması.
Bu rövanşist zihniyet hâlâ CHP'de etkili.
Sadece birkaç müptezel siyasetçiyle de sınırlı değil. Son günlerde yaygınlaşan "yargılayacağız" kampanyasının başını bizzat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çekiyor.

CHP KİMLERİ YARGILAYACAK?
Kimler yok ki... Neredeyse 2014'ten bu yana tehdit edilmeyen toplumsal kesim kalmadı. Kılıçdaroğlu'nun her grup konuşması da şöyle bitiyor: "Merak etmeyin hepsini yargılayacağız..."
Bu tehdit dili Gürsel Tekin'de, "İktidar olduğumuzun sabahı, iktidar yanlısı gazetelere el koyacağız" biçiminde nüksediyor
Müptezel siyasetçi Aykut Erdoğdu'da nefrete dönüşüyor: "İktidarı TRT'de canlı yayında yargılayacağız."
Bu kindar kervana sonunda, İHA ve SİHA'lara karşı çıkışlarıyla şiddeti makulleştiren Sezgin Tanrıkulu da katıldı. Bir parodi tweet'le 6'lı masanın dışişleri bakanı yapılan Tanrıkulu, verdiği cevapla İHA ve SİHA'ları Türkiye'ye kazandıran Selçuk Bayraktar'ı hedef koyuyor ve şöyle diyordu:
"Bu korku size yeter troller. Ama emin olun adil olacağız."
Bu tehdide en sert cevap İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan geldi:
"Bu millet seni dışişleri bakanı değil, dışişlerinin lağımcısı bile yapmaz."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise "helalleşmeye" dikkat çekerek şöyle diyordu: "Helalleşme adına bolca hayali sözler söylenirken, bir CHP milletvekilinin Türkiye'nin milli güvenliği açısından stratejik kazanımı olan SİHA'larımızı ve Bayraktar ailesini hedef alması, husumet siyasetinden beslenen hesaplaşma arzusunun açık ifadesidir."
Peki, bütün bunlar siyaset açısından ne anlama geliyor?

'SİZ ERGEN MİSİNİZ?'
Şimdi gelin bu meseleye biraz soldan bakan bir gözle cevap verelim. Geçen hafta yazdığı "Ergen Muhalefeti" başlıklı yazısıyla Kılıçdaroğlu'nu çileden çıkaran reklamcı, iletişim uzmanı Ateş İlyas Başsoy, CHP'lilerin "tehdit siyaseti"yle ilgili şu tespiti yapıyor: "Konuşmacı kürsüde kükrüyor: 'AKP'yi yok edeceğiz, hepsini içeri alacağız, yaptıklarının hesabını ödeyecekler.' Hızını alamayınca devam ediyor: 'Devran değiştiğinde bunları affetmeye kalkanlar olursa, onları da cezalandıracağız. Herkes haddini bilecek.'
Konuşması bittiğinde herkes ayağa kalkıp alkışlıyor. Ha gayret, geliyor gelmekte olan, az kaldı."
Başsoy, CHP'nin bu yaklaşımını "ergenlik" olarak niteliyor ve şöyle devam ediyor:
"Kürsüden AKP'yi mahvetme nutukları çeken hatiplere bir çift sözüm var: 'Kuzum siz ergen misiniz? Siyasi rakiplerinizi cezalandırma hakkını size kim verdi? Ceza verme yetkisi bağımsız yargıda olsun diye çırpınmıyor muyuz biz?' Bir de 'Geliyor gelmekte olan' diye gulyabani gibi bir slogan var. Ne geliyor birader, bi açsana şunu. Sen bu lafı kime söylüyorsun? Teneffüste şımarıklık yapan arkadaşına 'Birazdan öğretmen gelecek' diyen ergenden ne farkın var senin? Bunun bir versiyonu da karakteri bir türlü oturmayan öteki partinin 'Az kaldı' lafı. Neye az kaldı? Ne demek bu?"
CHP ve organize ettiği 6'lı 28 Şubat İttifakı, birçok bahane ileri sürebilir ama iktidar umudu verememelerinin asıl nedeni genetiklerine işleyen bu rövanşist ve kutuplaştırıcı yaklaşım.


Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA