İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu daha ilk cumhurbaşkanlığı adaylığı çıkışında nasıl bir linç kampanyasıyla karşılaştığını gördü. Bu saldırılar ona ve onun gibi düşünenlere, Başkan Erdoğan'ın 20 yıldır nasıl bir azgın azınlıkla karşı karşıya kaldığını ve ağır hakaretlere uğradığını anlatmaya yeter mi bilmiyorum, ama şunu biliyorum, bu kirli zemini bizzat bugün linç edilenler ve edenler, siyaset üretmeyerek yarattı. Siyasi sorumluları da ortada duruyor: CHP ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...
İsimler değişse de zihniyet hiç değişmedi.
Bu zihniyet yıllar yılı dindarları, Kürtleri, Alevileri yok saydı, ötekileştirdi.
Toplumun laik-antilaik bölünmesine çanak tuttu.
Başörtüsünü siyasal simge ilan edip üniversitelerde yasakladı. Kamu alanına girmesine hiç tahammülü yoktu.
Cuntacıların sivil siyasetçileri kuşatmasına zemin hazırladı, muhtıralara destek verdi.
FETÖ'nün kirli kumpasına alet olup siyaset yaptığını sandı.
Ülkenin cumhurbaşkanına hakaret eden genci alnından öperek hakareti meşrulaştırdı.
Kutuplaşmadan şikâyet edip en kutuplaştırıcı söylemlere imza attı. Hiçbir sorunun çözülmesine yanaşmadı, çözümsüzlüğü dayattı.
Onlarca sanatçıyı "yalaka" diye yaftalayarak toplumsal ayrışmayı körükledi.
Sizden biraz farklı düşündüğünü açıklayan sanatçıların linç edilmesi karşısında sustu.
Şimdi aynı linç kampanyası bu kez kendisine yöneldi.
Davet ettiği Nagehan Alçı üzerinden akıl almaz ve öfkeli bir linç kampanyası başlatıldı.
Kimler yok ki, kahraman ilan eden Fazıl Say'dan Athena Gökhan'a, Sedef Kabaş'tan kaçak Can Dündar'a bütün "dostlarının" ne kadar tahammülsüz olduklarını bizzat yaşayarak gördü. Bugün bu linç kampanyasını yapanlar, dün daha beterini başkalarına yaptığında kimsenin sesi çıkmadı.
İmamoğlu bugün linç edenlere karşı çıkarken aynı kibirli ve öfkeli dili kullanıyor, "Vız gelir, tırıs gider" veya "Akıllı ol" diyerek o linç dilinden kurtulamıyor. Çünkü o da nefret üreten aynı siyasi zeminin ürünü.
Türkiye'nin "aydınlanmacı, çağdaş" çevresinin hali pürmelali bu, ağzını açan öfke ve nefret kusuyor. Nihayetinde olay öyle büyütülecek bir şey de değil, dün farklı düşünen bir gazeteci bugün İmamoğlu'nun otobüsüne binmiş... İyi de aynı Nagehan Alçı daha önce bizzat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun övgüyle konuştuğu "CEHAPE Zihniyeti" belgeselinde, CHP'deki değişimi analiz eden isim değil miydi? Gazeteci-siyasetçi ilişkisi orada başlamıştı.
Şimdi ne oldu da linç ediliyor?
Acaba parti içi iktidar kavgası uzlaşmaz bir noktaya geldi ve Kılıçdaroğlu da İmamoğlu'nu durduramadığı için mi böyle bir kampanyanın fitili ateşlendi?
Ne olduğunu göreceğiz ama şu gerçek bir kez daha ortaya çıktı; Birileri sizi başkan yapabilir ama lider yapamaz. Kendi sosyolojini değiştirecek siyaset üretmeden de lider olunmaz. Ve seni başkan yapanlar istemediği, sen de bu gerçeği görmediğin sürece kendi sosyolojinden bile dayak yersin.
***
ALİ KOÇ'TAN İMAMOĞLU'NA TEHDİT
Tesadüf mü bilmiyorum ama İBB Başkanı İmamoğlu'na büyük bir tepki de Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'tan geldi. İmamoğlu'nun Uğur Dündar'ı ziyaretinde verdiği kitapta yer alan aleyhte yazılara ve kravatına değinen Koç, şöyle diyordu: "Şehrin belediye başkanı, Divan Kurulu Başkanımızı ziyarete gelir, bordo-mavi kravatla. Utanmadan o kitabı getirme cesaretinde bulunur."
Koç, sözlerini tehdit eden bir tespitle bitirdi: "Umarım Fenerbahçelilerin, Ekrem İmamoğlu'na hangi şehrin belediye başkanı olduğunu hatırlatma günleri gelmez. Uğur Bey forma verdi, ben olsam vermezdim. Ancak niyeti kötü değildi. Ziyaretçisinin niyeti kötüydü."
Ne oluyor acaba? İmamoğlu'nu birileri çizdi mi yoksa kibirli hâli tepki mi topluyor?