Önce İmamoğlu herkesi şaşırtan bir açıklama yaptı: "Ekrem İmamoğlu burada kendini taca ya da auta atmıyor."
Birileri farklı yorumlasa da sözün hedefindeki kişi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ydu ve ilk cevap da ondan geldi:
"Ya bana katılın ya da önümden çekilin."
Onun da kimi kastettiği çok açıktı: İmamoğlu ve parti içindeki Ekremciler... Parti içi derken de öyle sıradan partililer değil, bizzat yardımcıları, milletvekilleri ve Parti Meclisi içindeki "Kılıçdaroğlu kazanamaz" diyenler.
İmamoğlu paraları akıttıkça o sayılar giderek artıyor. Rüzgâra göre yön değiştirenlerin sayısı da hiç az değil. Grup ve MYK'dan Engin Özkoç ve Veli Ağbaba gibi birkaç isimden başka Kılıçdaroğlu'nun çevresinde kimse yok. Parti içinde adı "Çakma Pavarotti"ye çıkan Özgür Özel ise açık açık "Adayımız genel başkan" diyemediği gibi açık açık genel başkanlık peşinde koşuyor.
Kılıçdaroğlu'nu asıl çılgına döndüren bu tablo... Kendi eliyle Beylikdüzü'nden çıkarıp aday yaptığı kişi şimdi onun önüne çıkıyor. Bu yüzden sertleşti ve sadece iktidara karşı değil, parti içine yönelik de "kavgayı" yükselteceğinin işaretini verdi. İlk kavga edeceği kişi de İmamoğlu... Onun ilk adımını da dün attı. Dün normalde saat 10.00'da İstanbul CHP İl'in bir toplantısı vardı. Kılıçdaroğlu, saat 09.00'da kaldığı lüks otelin odasına İmamoğlu'nu çağırdı ve izlenimlere göre 1 saat 5 dakika süren gergin bir görüşme yaptı. Gerginlik de İmamoğlu'nun gelirken ve çıkarken yüzünden okunuyordu.
Şimdi herkes o toplantı sonrası İmamoğlu'nun ne tepki vereceğini bekliyor. Karadeniz gezisinin seyri, bu açıdan bir işaret olacak.
***
KÜRTLERİN ÜÇ YILDIZI
Eski Türkiye özlemcilerinin dillerinden düşürmedikleri bir yalan var: "Kürtçe şarkı yasaklandı."
Ortada 24 saat yayın yapan TRT Kürdi gibi bir televizyonun olduğu bir ülkede, bu yalanı söyleyenlere ve inananlara şaşırmamak elde değil. Bunu söyleyenler de öyle sosyal medya trolü falan değil, her daim televizyonlarda gördüğümüz doçent unvanlı akademisyenler veya siyaset bezirgânları.
Aslında onlara rağmen bu ülkede başka müthiş şeyler de oluyor... Alın son iki günde Diyarbakır'da düzenlenen "Doğu'nun kanatları" programını... Program, Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın öncülüğünde, Diyarbakır Valiliği, Belediye Başkanlığı ve Dicle Üniversitesi ev sahipliğinde yapıldı.
Düzenlenen "Doğu'nun Üç Yıldızı" panelinde Feqiye Teyran, Molla Ahmed-i Cezeri ve Ahmed-i Hani'nin ilham aldıkları kaynaklar, eserler ve etkileri, alanında uzman akademisyenler ve tarihçiler tarafından değerlendirildi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan'ın etkinlikle ilgili yaptığı konuşma; kültür ve dili umursamayan, ama siyaseten kullanan ve toplumun kodlarını terörle tahrip edenlere ders niteliğindeydi:
"Somut mirasımızı korurken, somut olmayan mirasımıza da sahip çıkıyoruz. Dilimizi, edebiyatımızı, yeme kültürümüzü, yaşam tarzımızı korumak, gelecek nesillere aktarmak ve dünyaya ilmimizi, irfanımızı anlatmak gayreti içindeyiz."
Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu da bu çalışmaların Türkçe ve Kürtçe kitap olarak basılacağının müjdesini verdi.
Bu arada TRT de, Feqiye Teyran ve Ahmed-i Cezeri'nin yaşam hikâyelerini konu alan film hazırlatmış. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Hâlâ Kürtçe yasak diyenlere duyurulur.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz