Yaklaşık iki yıldır dünyayı kasıp kavuran korona salgınına karşı, nihayet Türkiye de kendi aşısını üretti. Nihayet diyorum; çünkü eskiden kendi aşısını üreten bir ülke olmamıza rağmen hâlâ "Biz yapamayız" diyen derin bir önyargı var. Öylesine etkili bir önyargı ki, salgının başlangıcında Avrupa'da çalışan bir doktor dostum şöyle diyordu:
"Dünyada aşı üretebilecek laboratuvar altyapısına sahip sadece 7 ülke var. Türkiye bunlardan biri değil ve aşı üretemeyiz..."
Bu derin bir inançsızlığı yansıtıyordu. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi... Yıllarca bırakın uçak ve araba üretmeyi, "Toplu iğne bile üretemiyoruz" denilerek derin bir özgüvensizlik aşı'lanmıştı.
Aynı şeyi çok daha acı biçimde İHASİHA meselesinde yaşadık. Uzun yıllar terörle mücadelede İsrail'in Heronlarına mahkûmduk ve ortada bir sonuç yoktu. Nihayet o ezberi rahmetli Özdemir Bayraktar ve çocuklarının yerli üretimi İHA'lar bozdu ve Türkiye harp tarihini değiştiren bir döneme imza attı.
Tabii burada asıl mesele, siyasi karar vericilerin insanımıza inanmasıydı. Onu da Başkan Erdoğan başardı ve savunma sanayiinden uzay teknolojisine birçok alanda "yerli ve milli" üretimi teşvik ederek yeni bir tarih yazdı.
TURKOVAC aşısı bu anlamlı tarihin dönüm noktalarından biri... Başkan Erdoğan, yerli aşının acil onay almasından sonra şöyle diyordu:
"Bu aşının tamamen kendi bilim insanlarımız ve araştırmacılarımız tarafından geliştirilmiş, patenti bize ait olan bir ürün olması çok daha anlamlıdır."
Peki, kimdi bu başarıya imza atan bilim insanımız ya da insanlarımız?
Onlardan sadece birinden, yerli Kovid-19 aşısının iki yılı süren çalışmalarının arkasındaki isimden, Prof. Dr. Aykut Özdarendeli'den söz edeceğim. Özdarendeli, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi... TURKOVAC'ı, başında bulunduğu Erciyes Üniversitesi Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi'ndeki ekiple birlikte geliştirdi.
Daha önce de adını 2015 yılında dünyada hücre kültür temelli Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) aşısının ilk patentini alarak duyurmuştu. Konya'da doğan Özdarendeli, Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi mezunu ve ilk akademik unvanlarını da o üniversiteden aldı.
Araya Tennessee State Üniversitesi ve Pittsburg State Üniversitesi'nde postdoktora yapmayı da sıkıştırdı ama asıl bilgi birikimini kendi üniversitelerimizde yaparak yerli aşı üretmeyi başardı. Bu ansiklopedik bilgileri vermemin amacı, içimizdeki önyargıların nasıl aşıldığını göstermekti. Ne yazık ki hâlâ bu önyargıları kıramamışız ki aşının açıklandığı 22 Aralık 2021'den bu yana ana akım medyada birkaç haber dışında bu başarıya yer veren yok. Oysa dünya çapında bir başarı var ve övgüyü hak ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, o başarının altını şöyle çiziyordu: "50 yıl sonra Türkiye hücreden başlayarak Türk bilim insanlarımız tarafından yüzde 100 yerli bir aşıyı geliştirmiş olduk. Aynı zamanda 24 yıl aradan sonra, yerli aşımız üretilmiş oluyor. Böylece Kovid-19 aşısı üreten bugün itibarıyla 9 ülkeden biri olduk." Dünyanın 9 ülkesinden biri olmamızı sağlayan başta Özdarendeli Hoca olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyor ve zamanı gelince yerli aşı olacağımı ilan ediyorum.