Muhalefet cephesinde açık ara öne çıkan bir parti olmayınca, hem birbirlerine mahkûmlar hem de açık ve şeffaf olmadıkları için birbirlerine güvenmiyorlar.
Bu yüzden de sadece arka planda değil kamuoyu önünde bile bu partiler arasında açık açık adı konmamış bir savaş yaşanıyor.
Hatta bırakın partiler arasını CHP'nin içinde bile derin bir kavga var. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mu aday olacak yoksa İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu mu?
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu için "Rakip olarak görmüyorum" deme noktasına gelse de onu durduramıyor. Bir yandan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in güzellemeleri, öte yandan İmamoğlu ve ekibinin "hakikat sonrası" yalan siyasetiyle her fırsatı kendi lehine çevirmesi, CHP'lileri deyim yerindeyse çılgına çeviriyor.
Buna kızıyorlar ama daha vahim olanı İBB'nin olanaklarını Akşener'e kullandırması...
Zaten CHP'lilerin büyük çoğunluğu Akşener'in cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçtiğine inanmıyor. İmamoğlu'na güzellemelerini ise samimi bulmuyorlar. Bir CHP'li şöyle diyor:
"Akşener kimi nasıl kullanacağını biliyor. İmamoğlu'na güzellemeler yapmasının nedeni onu aday yapmak değil, İBB'nin müthiş olanaklarını kullanmak. Bugün İBB'yi büyük oranda İyi Parti kadroları yönetiyor. Ayrıca şu çok açık değil mi, merkez sağın tek partisi olmak isteyen biri, kendisi dururken CHP'nin bir belediye başkanını neden cumhurbaşkanı yapmak istesin? Onun altında bir rol üstlenmek ister mi?"
Doğrusu bu tezi, son dönemde CHP-İyi Parti arasında esen sert rüzgârlar da doğruluyor. CHP'lilere göre son düzlüğe girildiğinde tıpkı 2018 seçimlerinde olduğu gibi Akşener, yine ortaya çıkacak ve CHP'ye sırt çevirecek.
İşte bu sürpriz beklentiyi büyük olasılıkla Kılıçdaroğlu da paylaşıyor ki, riske girerek önce "Tezkereye hayır" dedi, sonra da PKK'yla ilişkisi nedeniyle tartışmalı HDP eşbaşkanlarıyla bir araya gelerek görüntü verdi. Bu bir ön alma siyasetiydi. Böylece hem İyi Parti'ye birinci turda HDP'yi yanına alacağı mesajını verdi, hem de İmamoğlu'nun HDP'yle kurduğu gizli ilişkiyi işe yaramaz hale getirdi.
Anlaşılan Kılıçdaroğlu bu kez işi sıkı tutuyor. Ancak karşısında Abdullah Gül oyununu bozan bir Akşener var ve henüz onu ringe çıkmadan elimine edecek bir formül de bulmuş değil. Bu da CHP'lileri korkutuyor.
***
TEŞEKKÜR
Küçük oğlum Ege'nin yaşadığı talihsiz kaza nedeniyle bir hafta boyunca Ankara Şehir Hastanesi'nde kaldık. Bu vesileyle birkaç noktanın altını çizmek istiyorum. Birincisi o çok eleştirilen şehir hastaneleri gerçekten harika bir hizmet veriyor. Özel hastanelerden hiçbir farkı yok.
Vatandaşlar da, doktorlar ve hastabakıcılar da çok memnun. Biz de çok memnun ayrıldık. Ayrıca iki kez ameliyat yapıldı ve hiç ücret ödemedik. Başta bu işin mimarı Başkan Erdoğan olmak üzere emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Bu arada bizi yalnız bırakmayan dostlarımızı da unutamam... En başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve eşi Hamdiye Soylu'yu... Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Füsun Kümet'i, Turkuvaz Medya Grup Başkanvekili sevgili Serhat Albayrak'ı, Turkuvaz Medya çalışanları ve Sabah yöneticilerini de... İyi ki varsınız, teşekkürler...
Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Ramazan Erkin Ünlü, Plastik Cerrah Dr. Hasan Murat Ergani ve ekibine, yakın ilgisinden dolayı Çocuk Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Emrah Şener'e de çok çok teşekkür ediyor ve şükranlarımı sunuyorum.
Tabii orada kaldığımız sürece bizi yalnız bırakmayan bütün dostlarımıza da minnettarım. Hepinize sonsuz teşekkürler.