Kars, kaz-kar ve Doğu Ekspresi üçlemesiyle öyle çok ilgi çekti ki, pandemi nedeniyle Doğu Ekspresi'ne ara verilince insanlar merakla sormaya başladı: Bu tur ne zaman başlayacak?
Nihayet 15 Aralık'ta Doğu Ekspresi yola çıktı ve ülkemin güzel şehirlerine, Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars'a uzanan beyaz yolculuk başladı.
Bu güzel haberi duyururken, özel olarak çocukluğumun büyülü şehri Kars'tan söz etmemek olmaz. Geçen yıl Okçuluk Vakfı'yla gittiğimde Kars, deyim yerindeyse şantiyeye dönmüştü. Şehir sanki yeniden inşa ediliyordu. Hangi caddeye girsek ya cadde yenileniyor ya da tarihi bir bina restore ediliyordu.
Bu manzarayı görünce Kars Valisi ve Belediye Başkanı Türker Öksüz'e sordum: "Şehir delik deşik, her yer kazılıyor, bu çile ne zaman bitecek?"
"Hemşerilerimize sıkıntı yaşattığımızın farkındayım ama Kars'ımızı tarihine yakışır bir noktaya getirmemiz gerekiyor. Bu şehir bizim tarihimiz ve geleceğimiz açısından çok kıymetli bir şehir. Onun için çok özenle çalışıyoruz. Kars'ı turizme hazırlıyoruz. Gördükleriniz çalışmalarımızın çok küçük bir kısmı..."
Gerçekten de yaklaşık 4 ay sonra Vali Öksüz'le yeniden konuştuğumda önüme inanılmaz bir liste koydu. Bu liste, aynı zamanda muhalefetin çok eleştirdiği "kayyum" sisteminin Doğu ve Güneydoğu'nun makûs talihini nasıl değiştirdiğinin de listesiydi. Kars bu açıdan tipik bir örnekti.
Vali Öksüz, yapılan çalışmalara geçmeden önce genel bir tespit yapıyor:
"Kars, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Ani Örenyeri, Tabyaları, Kars Kalesi, 19. yüzyıl Baltık mimarisi ile inşa edilmiş yapıları, geçmiş ile günümüz arasında köprü gibi uzanan harika caddeleri, dünyada Alpler'den sonra en kaliteli 'Toz Kristal Kar'a sahip Sarıkamış Kayak Merkezi ve Çıldır Gölü'yle müthiş bir zenginliğe sahip. Biz de bu zenginliği açığa çıkartan yoğun bir çalışma yürüttük."
Gerçekten de Kars'ta, su ve kanalizasyon sistemi dahil bütün altyapı baştan sona yenilenirken, eski tarihi eserler, saraylar restore ediliyor ve yeni turizm rotaları, yeni kültür merkezleri devreye sokuluyor. Bunların içinde iki önemli çalışma dikkat çekiyor: Biri Kent Müzesi, diğeri de Peynir Müzesi ve Peynir Rotası...
Vali Öksüz anlatıyor:
"Bizi heyecanlandıran çalışmaların başında Kars'la özdeşleşen peynir müzesi geliyor. Kültür varlıklarımızdan Süvari Tabya'yı (Buzhane olarak da biliniyor) restore ederek Türkiye'de bir ilk olacağını düşündüğümüz Peynir Müzesi'ne dönüştürdük. Hedefimiz başta coğrafi işaretli ürün olan kaşar peyniri ve diğer yöresel değerlerin tanıtımını yapmak ve turizmin hizmetine sunmak."
Bu çalışmanın belki de en cazip tarafı, Kars Peynir Rotası'yla yeni bir lezzet yolculuğunu başlatması. Vali Öksüz şöyle diyor:
"Geçtiğimiz günlerde dünyanın 18. Peynir Rotası olarak tescillenen Kars Peynir Rotası, şimdiye kadar ülkemizde çalışılmış en kapsamlı gastronomi rotalarından biri olmaya aday. Şehrimize gelenler, gerek kadim şehir Gazi Kars'ı gezip görecek, gerekse Kars'ın o çok meşhur peynirlerini seyahatinin odağına alarak Peynir Müzesi'nden başlayacak yeni rota ile benzersiz bir yolculuğa çıkacaklar."
Son bir müjde: Avrupa Birliği Fonu (IPA) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından finanse edilen ve 5.2 milyon Euro bütçesi olan Tarihi Kimliğiyle Kars Kenti Projesi kapsamında Kars merkezdeki Haydar Aliyev Caddesi ve Ani Örenyeri çevresi yeniden düzenlenerek harika bir çalışmaya da imza atılıyor.
