Geçmişte Bizans'a benzetilerek "CHP'de oyun bitmez" deniyordu. Şimdi ise hem CHP içinde hem de CHP'nin başını çektiği "Millet İttifakı" içinde inanılmaz oyunlar oynanıyor.
Sadece son birkaç aya bakın. Çok açık biçimde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini adaylaştıran çıkışlar yapınca, Millet İttifakı içinde kıpırdanmalar başladı ve arka arkaya meydan okumalar geldi.
Bunun öncülüğünü de İP Genel Başkanı Meral Akşener yaptı. Akşener, önce İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu "Fatih"leştiren çıkışıyla gündemi sarstı. Sonra cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçip, "Başbakan olacağım" hamlesi geldi. Yetmedi, "mürit" olacağını bile söyledi. Böylece Kılıçdaroğlu'nu ters köşeye yatıracağını düşündü. Tabii bütün bunlar ikincil aktörlerin söyledikleriyle daha da büyüdü.
O günlerde konuştuğum bir CHP'li şöyle diyordu:
"CHP içinde Kemal Bey'i hafife alanlar hep yanıldı. Şimdi aynı şeyi muhalefet cephesinde görüyoruz. Kemal Bey'in hamlelerine Meral Hanım, CHP içindeki bir aktörü parlatarak cevap veriyor. Şunun farkında değiller; Kemal Bey, istediği anda İmamoğlu'nu da Yavaş'ı da öyle bir itibarsızlaştırır ki, sokağa bile çıkamazlar..."
Bu tespit, CHP'nin tezkereye HDP ile birlikte "hayır" demesinden sonra daha da anlamlı oldu. Kılıçdaroğlu, "Tezkereye evet dersek cumhuriyete ihanet etmiş oluruz" gibi öyle ağır bir ithamda bulundu ki, "milliyetçi" İP'çilerin sesleri solukları kesildi, dilleri dolandı. Akşener, bu vahim açıklama karşısında bile tek kelime etmedi, edemedi.
Sadece İP'li Müsavat Dervişoğlu, kıvrana kıvrana şunları söyleyebildi:
"Partimizi cumhuriyetle ihanet noktasında bir değerlendirmeye tabi tutabilmek için önce akıldan vareste olmak lazım."
Gördüğünüz gibi Kılıçdaroğlu hiç gözünün yaşına bakmadan, kendisine karşı çıkma ihtimali gördüğü Akşener'i ve partisini "ihanetle" suçlamaktan geri durmadı.
Böylece Kılıçdaroğlu, HDP ve küresel dostu Biden'ın Suriye tezine destek verdiğini ilan ederken, Akşener'e de şu mesajı iletti
"Sakın başka oyun kurmaya kalkma, birinci turda HDP'yle birlikte hareket eder ve senin oyununu bozarım..."
Bugüne kadar bütün tezkerelere "evet" diyen Kılıçdaroğlu'nun, son tezkereye "evet" diyenleri "cumhuriyete ihanetle" suçlaması, ilk bakışta kendisini etkili kılsa da, Millet İttifakı'nı zora soktu ve 10 ülke büyükelçisinin çıkışıyla birlikte AK Parti ve Cumhur İttifakı'na da müthiş bir fırsat sundu.
Bu da Millet İttifakı'nın 2023 yolculuğunda derin bir siyasi kırılma anlamına geliyor. Bunu telafi etmeleri ve halka umut vermeleri de çok zor.
***
CUMHURİYET TARİHİNDE BİR İLK: ERMENİ KAYMAKAM
Geçen cuma günü ilk haberi Agos gazetesi verdi.
"Türkiye Ermeni toplumundan avukat Berk Acar, tüm sınavları geçerek kaymakam olmaya hak kazandı. Acar'ın önümüzdeki dönemde görev alması bekleniyor..."
Sonra da internet sitesinde şu çarpıcı tespiti ekledi:
"Cumhuriyet tarihinde bir ilk doğru..."
Bir yanıyla sevindirici, bir yanıyla da 98 yıl unutulan ve görmezden gelinen bir utançtı bu. Durumu en veciz biçimde sevgili Engin Ardıç özetledi: "Doksan sekizinci yılını kutladığımız anlı şanlı cumhuriyetimizde azınlıkların vatandaşlık hakları çiğnenmiştir.
Eh, cumhuriyet fazilettir ama bu da bir rezalettir."
Bu rezaleti de yine daha önce azınlıklarla ilgili onlarca açılım yapan AK Parti ortadan kaldırdı.
Şimdi herkesin merak ettiği soru şu: Görev alacak mı? Sorunun cevabını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu verdi:
"Tüm sınavlardan başarıyla geçti ve kaymakamlığı kazandı. Kısa olacak ilk eğitimden sonra tüm arkadaşlar gibi sahaya çıkacak."