CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü bile değişmiş... Bu yürüyüşüyle seçimi kazanacağından emin havası mı vermek istiyor yoksa yeni bir yürüyüşe mi hazırlanıyor göreceğiz. Ancak hâlâ aşamadığı çok temel bir sorunu var; ülkeyi yönetme konusunda kendi sosyolojisine bile "güven" veremiyor.
Bu da kamuoyu yoklamalarına yansıyor. Hangi araştırmaya bakarsanız bakın, "Türkiye'nin sorunlarını kim çözer?" sorusuna verilen cevapta Başkan Erdoğan açık ara önde, Kılıçdaroğlu ise dördüncü sırada...
Siyasetçinin sevilmesinde, kalıcı ve etkili olmasında en önemli unsur güven vermesidir. Bir siyasetçi, topluma güven vermiyorsa işi zordur. Arkasında medya veya güç odakları da olsa sonuç değişmez. Kılıçdaroğlu da güven vermediği için 11 yılda 11 seçimi kaybederek, Hakan Bayrakçı'nın deyimiyle dünya siyaset tarihine geçti.
Bunun küçük ve son bir örneği de, Atatürk'ün talimatıyla, İsmet İnönü tarafından kurulan İstanbul Büyükada'daki Anadolu Kulübü'nde yaşandı. Hafta sonu siyasetçilerin bu ünlü mekanında seçim vardı. Kulüp başkanlığına aday olan isimlerden biri de kısa süreli de olsa 90'ların başında İçişleri Bakanlığı yapın DYP'li Mehmet Gazioğlu'ydu. Gazioğlu, kulüp başkanlığına adaylığını açıklamadan önce Kılıçdaroğlu'yla görüşmüş ve desteğini istemişti. O da eski merkez sağcıları kapsama alanında tutmak için "destek vereceğim" diyecekti.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymayacak, Kılıçdaroğlu'nun desteğiyle seçimi kazanacağına inanan Gazioğlu, oylar sayıldığında şoke olacaktı.
Sadece 100 oy almış ve seçimi kaybetmişti. Kazanan ise 304 oy alan eski CHP milletvekili mevcut kulüp başkanı Metin Cizreli'ydi. Cizreli kazandı çünkü onun listesinde Kılıçdaroğlu'nun eski yardımcılarından Tekin Bingöl ve Artvin milletvekili, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Uğur Bayraktutan vardı. Bu iki isim Kılıçdaroğlu'ndan habersiz mi bu listeye girdi bilinmiyor ama sonuç karşısında şoke olan deneyimli siyasetçi Gazioğlu, tepkisini yakın çevresine şöyle iletiyordu:
"Bir kulüp seçiminde bile verdiği sözün arkasında durmayan bir lider, yarın ülkeyi nasıl yönetecek?"
Gazioğlu'nun bu tepkisi bana bir röportajında söylediği şu sözü hatırlattı: "Ben dengeleri her zaman iyi kurdum. Kuramadığım bir iki sefer oldu. Onda da kaybettim."
Anlaşılan Kılıçdaroğlu ile de dengeleri iyi kuramadı ki üçüncü kez kaybetti.
***
MADIMAK'A MÜDAHALE EDİLSEYDİ
Eski DYP'li Mehmet Gazioğlu'yla ilgili Google'ı tararken iki tespiti dikkatimi çekti. Biri İP Genel Başkanı Meral Akşener'le ilgiliydi. Eski partidaşı Akşener'le ilgili şöyle diyordu:
"Siyasette olacağı kadar olamayanlar, olacağı kadar olanlar ve bir de olacağından fazla olanlar vardır. Kendisi üçüncü gruptandır!"
Kısa süreli İçişleri Bakanlığı da yapan Gazioğlu, yakın tarihimizin en kanlı olaylarının yaşandığı eski Türkiye'deki "bilinçli" çaresizliği bakın "Sivas Madımak" üzerinden nasıl anlatıyor:
"Bakan oldum. Bir hafta sonra Sivas olayları oldu. Çok tecrübesizdim. Hemen müdahale etmek istedim. 'Uçağımız var, helikopterimiz, Mercedes'imiz BMW'miz her şeyimiz var. Kalkıp gidelim' dedim. Devletin müsteşarı, 'Ne gerek var efendim bakan her yere gitmez, Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyüktür, gereken bütün önlemler alınmıştır' dedi. 'Tecrübelidir, bir bildiği vardır' dedik güvendik. İşin başında müdahale edilseydi böyle olmayacaktı. Çok çaresiz kaldım. Çok üzüldüm."