Bir süredir FETÖ şebekesinin çöküşünü izliyoruz. Çöküşün en önemli işareti ise hiç kuşkusuz örgüt içinde yaşanan yolsuzluklar ve iktidar kavgaları. Hakkını teslim edelim, bu konuda FETÖ iltisaklı gazeteci Ahmet Dönmez'in yazıları etkili oldu. Bu köşeye de taşıdığımız ABD'deki "Atlanta Dosyası" başlıklı 25 milyon dolarlık yolsuzlukla başlayan iç çatlak, yine Dönmez'in "15 Temmuz'da ne oldu?" sorgulamasıyla derin bir kırılmaya dönüştü. Ve iş öyle bir noktaya geldi ki, tartışılmaz ve dokunulmaz FETÖ elebaşı Gülen bile artık sorgulanır oldu.
Yolsuzlukla başlayan suçlamalar, siyasi sorgulamalara dönüşünce geçmiş bir bir ortaya döküldü ve çözülme başladı. Bugün dünyanın dört bir yanına kaçan onlarca FETÖ'cü, ya birbirlerini suçluyor ya da "elini yıkayıp temizlenmeye" çalışıyor.
FETÖ network'ündeki bu kirli kavganın ayrıntılarına daha sonra devam edeceğim ama önce son günlerde yeniden gündeme gelen, "FETÖ, ABD ordusuna sızıyor" haberine geçelim. Bu haber aslında yeni değil, 15 Temmuz darbe girişiminden tam üç ay önce ABD'deki The Hill isimli bir haber sitesinde yayınlanmıştı. Haberin altında, Türkiye'nin ABD'de FETÖ'ye karşı avukatlığını yapan Robert Amsterdam imzası vardı. Darbe girişimi sonrası Sabah'ta da yer alan haberde Avukat Amsterdam, ABD'de devlet denetiminin olmadığı "Charter School" aracılığıyla Gülen cemaatinin orduya sızdığını iddia ediyordu.
Adamların pervasızlığına bakar mısınız? Bırakın Kırgızistan veya Bosna Hersek gibi ülkeleri, adamlar kendilerini besleyen ve bir "casusluk şebekesi" olarak önlerini açan "patron"larının ordusuna bile göz dikmişler. Bu noktada ister istemez Başkan Erdoğan'ın ısrarla dillendirdiği o uyarı akla geliyor:
"Bu örgüt yarın sizin de başınıza bela olacak."
Dönelim Avukat Amsterdam'ın yazısına... Amsterdam o yazısında Amerikalılara şöyle sesleniyordu:
"Bu fikir size saçma ya da komplo teorisi gibi gelebilir, ama bu gerçek ve mevcut durumda da gerçekleşiyor." Evet, tam 6 yıl sonra Amsterdam'ın iddiasını FETÖ'cüler, daha doğrusu FETÖ içinde yer alıp da şimdi "ellerini temizlemeye" çalışanlar da kabul ediyor. O isimlerden biri de FETÖ'nün görünen yüzlerinden İhsan Yılmaz. Yılmaz, bu gerçeği Amsterdam'ın yazısından öğrendiğinde yetkili birine sormuş ve şu cevabı almış:
FETÖ'nün hususi hizmetlileri
"Sorduğum isim bana dedi ki, 'Bizzat gittim cemaat yönetimine bunu sordum. Onlar da bana, 'Bu üniteyi lağvediyoruz' dediler'. Bu cevabı duyunca şoke oldum. Adamlar Türkiye'de orduya adam sokmaya 'Hususi Hizmet' diyorlardı, aynısını ABD ordusu için kurmuşlar. Şimdi Amerika'dakilerin de başını yakacaklar. O an kesin olarak bu adamlarla işim olmaz diye düşündüm."
Hâlâ 15 Temmuz gibi kanlı darbe girişimine bile "kontrollü darbe" demeye devam eden Yılmaz, nedense FETÖ'nün ABD ordusuna sızmasına şaşırıyor ve öfkeleniyor:
"Adamlar ABD'de de kod isim kullanmışlar. Türkiye'de Adil Öksüz ne yapmışsa onu yapmışlar."
FETÖ'cülerin bu ifşaatının herhalde hukuki ve siyasi bir karşılığı olacak. ABD makamları bir soruşturma açar mı bilmiyorum, ama Türkiye, kendi avukatının yıllar önce ortaya koyduğu bir gerçeği, şimdi FETÖ mensuplarının doğrulamasını bir fırsata çevirmeli ve en azından kamuoyu oluşturmalı.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz