Ankara kar altında soğuk bir güne başlarken, sıcak mesajların verileceği AK Parti'nin 7'nci Olağan Büyük Kongresi'ndeyiz...
Beklenti bir hayli yüksek. Bir yanıyla AK Parti, cumhuriyetin 100'üncü yılı vizyonunu ortaya koyacak, öte yanıyla da partiyi 2023'e taşıyacak kadroları seçecek...
Kongre salonunda Başkan Erdoğan'ın konuşması merakla beklenirken, kulaktan kulağa kabinede değişiklik, parti yönetimine kimlerin gireceği konuşuluyordu.
Listeler sızmadan önce Başkan Erdoğan konuştu. O konuşmayı dinlerken, salonu donatan afişleri, sloganları izledim. Bugünü yansıtan temel slogan, "Türkiye için güven ve istikrar"dı. Ama geçmiş kongreleri hatırlatan sloganlar da vardı. 2003 kongresindeki "Her şey Türkiye için, bu ışık hiç sönmeyecek" ya da 2012'deki "Büyük millet, büyük güç, hedef 2023" gibi...
Bir anlamda 7'nci kongre 19 yılın özeti gibiydi. Sanki AK Parti bir dönemi kapatıp yeni bir dönemin açılışını yapıyordu.
Sonra bütün bu süreçleri geride bırakan Türkiye tarifi geldi. Başkan Erdoğan'ın, "Bu defa" diye başlayan sözleri adeta bir manifesto niteliğindeydi ve şöyle bitiyordu:
"Bu defa, sadece elindekilere sahip çıkmakla yetinmeyen, yeni küresel siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yeri alma kararlılığını 2023 hedefleriyle, 2053 vizyonuyla, 2071 idealiyle gösteren bir Türkiye var. Bu defa, üzerinde asırlardır sahnelenen senaryoları yırtıp atan, bilhassa da son 8 yıldır önüne kurulan tuzakları birer birer yıkıp geçen, hedeflerinden asla kopmayan bir Türkiye var. Ellerinden gelse, yağmurlu havada ülkemize bir bardak su vermeyecek olanların her gün karşımıza yeni dayatmalarla çıkmaları, bizi yolumuzdan döndüremedi, evet ahdediyorum, yine döndüremeyecektir."
YENİ BİR İNSANİ DÜZEN
Ama asıl mesaj küresel dünyayaydı... Başkan Erdoğan, 2010 sonrasında, "Dünya beşten büyüktür" diyerek küresel siyasete itirazını dile getirmişti. Şimdi 2023'e giderken, "İnsanlığı, hakkın, hakkaniyetin, adaletin, merhametin, sevginin, huzurun teminatı olacak bir küresel yönetim anlayışıyla buluşturacak medeniyet nöbetini devralmaya hazırlanıyoruz" diyerek "küresel bir manifesto"yu açıklıyordu:
"Dünyanın, karmaşık bir endişe bataklığında çırpındığı şu dönemde, biz insanlık için sayısız imkânlar bahşeden bir hafıza denizinde yol alıyoruz. İnsanlığın ihtiyacı olduğu tüm fikirlerin ve değerlerin, bizim hafıza hazinemizde var olduğuna inanıyoruz. Teknolojinin insansız bir dünyaya doğru evrilmeye çalışıldığı tarihi yol ayrımında, biz insanın fıtri güzellikleri üzerinden yeni bir dünya düzeni kurulmasına öncülük etmenin sorumluluğuna talibiz. İnşallah bunu da başaracağız." Bu tarihi tespitleri dinlerken, içimden "keşke" dedim. "Bu evrensel çağrı, o uzun konuşmaların arasına sıkıştırılmadan verilseydi." Bu konuşma kadar, parti yönetiminde kimlerin olacağı da merak ediliyordu. Kulislerde tepki toplayacak birçok isim dolaşıyordu ama onların hiçbiri listede yer almadı. Yeni ve eski karşımı bir sentez liste ortaya çıktı. Listede yeni 47 isim vardı. Öne çıkanlar arasında ise şu isimler yer aldı: Ayşe Böhürler, Menderes Türel, Kasım Gürpınar, Ömer İleri, Metin Tarhan, Sevan Sıvacıoğlu, Burhan Kayatürk, Abdurrahman Kurt, Mustafa Şen ve Mücahit Birinci...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz