İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, öyle bir havaya girmiş ki gözü İstanbul'u bile görmüyor. İstanbul'u bir basamak olarak kullanıyor. Sanıyor ki İstanbul'u alınca Türkiye'yi de alacak.
Ama kazın ayağı öyle değil. İstanbul için çalışmadan, hizmet etmeden ve zamanın ruhunu yakalayan siyaset üretmeden o yolculuğa çıkmak kolay değil.
Kolay olmadığını CHP'li Nurettin Sözen örneğinden biliyoruz. Sözen, bırakın genel siyasette etkili olmayı, ikinci kez bile seçilemedi. Ondan önce İstanbul için önemli işlere imza atmasına rağmen Bedrettin Dalan bile genel siyasette istediği başarıyı yakalayamadı.
Herhalde İmamoğlu onları değil Başkan Erdoğan'ı örnek alıyor ama yanlış yoldan gidiyor. Daha doğrusu Başkan Erdoğan'ın İstanbul'da yaptıklarından çok siyasi yürüyüşünü taklit ediyor. Bu yüzden de siyaseten HDP ile İYİ Parti arasında savrulmaktan kurtulamıyor.
İstanbul'u yönetirken de bu siyasi argümanlarla hareket ediyor. Hizmetten çok siyasi çalışma yapıyor. Belediye bünyesinde oluşturduğu "Paralel Yapı" ile İstanbul'daki rantı yönetip yönlendirirken, sürekli yerel aktörlerle buluşuyor. Örneğin, şu sıralarda CHP ve İYİ Parti ilçe başkanlarıyla sık sık kahvaltıda buluşması bunu gösteriyor. Herhalde HDP'li ilçe başkanlarıyla da gizlice buluşuyor.
Gözü İstanbul'da değil
Ama işin en vahim yanı, İstanbul'u yönetme biçimi... CHP ve dostları, AK Parti hükümetini "borçlanma" konusunda ağır eleştirirken, İmamoğlu İstanbul'da deyim yerindeyse borçlanma rekoru kırıyor. Bunun nedeni de İstanbul'a geçici gözüyle bakması ve "o makama" hazırlanması...
Bu gerçeği, AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, bütçede temsil ve tanıtım giderlerinin yüzde 104 arttığını belirterek şöyle anlatıyor:
"Şu an İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin getirdiği bütçede ne kadar borçlanma var, biliyor musunuz? Yaklaşık 9 milyar lira borçlanma var. Aslında İBB gider bütçesi 34.5 milyar. 2 yılda bu kenti soktuğunuz borç miktarı 24 milyar lira. AK Parti döneminin bütün yıllarını aldığınızda ortalama 5 milyar lirayı geçmiyor ve o kadar yatırım yapmış. Bu bütçe sizin yönetim anlayışınızı koyduğunuz bir vesikadır. Bu bütçe 'Bir sonraki dönem burada olmayacağım' diyen belediye başkanının bütçesidir."
Anlayacağınız İmamoğlu, "Bir sonraki dönem burada olmayacağım" diye parayı hizmete değil, siyasete harcıyor. Bir anlamda İstanbul'u, Ankara'ya gitmek için bir basamak olarak kullanıyor.
Bir taşla birkaç kuş vurmayı hedeflediği Meral Akşener ile Pervin Buldan mesajı da bunun işareti.
Şimdi soralım, İBB Başkanlığı görevine geldikten sonra ne kadar borçlandınız ve o borçlarla hangi yatırımı yaptınız?
Bir soru daha, günlerce kamuoyunu meşgul eden, "İBB'de büyük israf var" gösterinizde, sıra sıra dizilen o arabaların sayısında bir değişim oldu mu? Şu anda İBB'deki araba sayısı kaçtır ve 16 milyon İstanbullunun cebinden o arabalara yılda ne kadar para ödüyorsunuz?
Cevabı siz mi verirsiniz yoksa Murat Ongun mu, fark etmez. Bekliyoruz...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz