FETÖ dediğimiz karanlık yapıya karşı mücadele, dershanelerle başlamış olsa da asıl kırılma 17-25 Aralık yargı darbesiyle başladı.
O günden sonra başta CHP olmak üzere bazı muhalefet partilerinin desteğine rağmen FETÖ'ye karşı amansız bir mücadele yürütüldü ve zor da olsa devletin kılcal damarlarına sızmış bu örgüt sökülüp atıldı.
Türkiye içinde FETÖ Çatı ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi onlarca dava açıldı ve binlerce FETÖ mensubu tutuklandı, yargılandı ve binlercesi de hüküm giydi. Halen de gizli örgütlenmeyi sürdüren FETÖ'ye karşı operasyonlar sürüyor.
Tabii bu mücadele sadece tutuklanmalar ve yargılanmalar üzerinden yürümedi, örgütün en önemli dayanak noktalarından biri olan para kaynağı da çökertildi.
Bugün geldiğimiz noktada artık içeride ciddi bir FETÖ yapılanmasından söz etmek mümkün değil. Peki ya dışarıda? Türkiye Cumhuriyeti son 7 yılda dışarıda FETÖ'ye karşı nasıl bir mücadele yürüttü? Örgüt halen gücünü koruyor mu?

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

FETÖ balonu dışarıda da patladı
Sadece son bir hafta içinde, İçişleri Bakanlığı'nın, FETÖ'nün Bağdat sorumlusu Salih Fidan ve Erbil sorumlusu Samet Güre'yi Ukrayna'dan Türkiye'ye getirmesi bile mücadelenin küresel düzeyde ne kadar etkili sürdüğünü gösteriyor.
Ancak şu da bir gerçek; devletin FETÖ'ye karşı küresel mücadelesi, içeride verdiğinden çok daha zor geçiyor. Çünkü örgütün arkasında ABD ve AB gibi iki küresel güç var. Buna İsrail'i de eklemek gerekiyor. Örgüt bu güçle dünyanın 160'ı aşkın ülkesinde okullara ve güçlü şirketlere sahipti. Bugün ise durum hiç de geçmişteki gibi değil.
İçeride çökertilen, finans kaynakları kurutulan örgütün dışarıdaki gücü de sarsıldı. Açıkçası ABD ve AB'ye rağmen FETÖ balonu dışarıda da patladı. Türkiye'nin bu yapıyı terör örgütü kapsamına alması, bütün dünyada FETÖ okullarına şüphe ile bakılmasına yol açtı. Bu sonuçta kuşkusuz Başkan Erdoğan'ın gittiği her ülkede FETÖ belasına vurgu yapması çok etkili oldu. Artık öyle bir noktaya gelindi ki, desteğin sürdüğü ABD ve AB'de bile eskisi gibi okulların önünde kuyruk yok ve öğrenci bulamıyorlar.
En güçlü olduğu ülkelerde bile okullar açık ama eski talep yok. Bazı ülkeler Türkiye karşıtlığıyla FETÖ'nün yanında dursa bile o ülkenin kamuoyu ilgi göstermiyor. Türkiye hukuk yoluyla başaramadığını kamuoyu baskısıyla başardı.

160 ülkede bina olsa ne olacak?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir süre önce Meclis'te 160 ülkedeki FETÖ okullarının durumuyla ilgili şu bilgileri vermişti:
Yurtdışındaki FETÖ iltisaklı okullarla ilgili olarak Türkiye Maarif Vakfı tarafından Bakanlık'la birlikte yürütülen çalışmalar sonucunda; -aralarında Rusya, Türkmenistan, Tunus ve Ürdün'ün bulunduğu- 22 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve dil kursunun faaliyetleri sonlandırıldı. Senegal, Sırbistan, Pakistan ve Venezuela'nın da aralarında olduğu 18 ülkede ise FETÖ okulları Türkiye Maarif Vakfı'na devredildi. ABD ve AB ülkelerinin ağırlıkta olduğu 75 ülkede ise okullar açık ancak artık eskisi kadar ilgi görmüyor.
FETÖ ile uluslararası arenada mücadelesini sürdüren Uluslararası Kafkas Vakfı Başkanı Hayati Küçük, gelinen noktayı şöyle özetledi:
"FETÖ'cüler şu anda birçok ülkede maaşlarını alamıyor ve sefalet içindeler. Artık eski döngü yok. Eskiden okullara giriş stadyumlarda yapılırdı. Şimdi sinek avlıyorlar. 160 ülkede bina olsa ne olacak? İçi boş hale geldi. Okulların çoğuna kilit vurulmuş durumda."
FETÖ ile mücadele süreci güçlü bir eğitim kurumu da oluşturdu: Türkiye Maarif Vakfı... Bu vakfın neler başardığını da bir başka yazıda ele alalım.