İktidar partisinin yüzde 40'larda, ana muhalefet partisinin ise hâlâ yüzde 20'ler civarında oy alması muhalefet cephesinde ciddi bir boşluk olduğuna işaret ediyor. Anketler de bunu gösteriyor. Bu nedenle "kararsızlar partisi" muhalefet cephesinin en güçlü partisi.
Bu da doğal olarak yeni parti kurmak isteyenleri heyecanlandırıyor. O isimlerin başında da Mustafa Sarıgül geliyor. Sarıgül aslında siyasette yeni bir isim değil, hem CHP'deki genel başkanlık yarışıyla hem de İstanbul belediye başkan adaylığıyla son 20 yılın hep gündemindeydi. Hatta 10 yıl önce Türkiye Değişim Hareketi'yle kendi yolunu oluşturmak istemiş ama CHP'deki iktidar değişimi nedeniyle devam edememişti.
Şimdi kaldığı yerden yola devam ediyor. Partisinin adını da açıkladı; Türkiye Değişim Partisi... Peki neden buna ihtiyaç duydu?
Bir süre önce bir araya geldiğimizde ilk bu soruyla başladım. Sonra da kısa sorularla sohbete devam ettim. İlk sorudan başlayalım:
"Bana göre iktidar yoruldu. Ama muhalefet çok daha yorgun hatta yorgun bile değil bitkin ve dermanı yok. Siyaset üretemedikleri gibi kurdukları ittifakları bile savunamıyor. Dürüst değiller ve ülkenin milli meselelerinde tutarlı bir siyaset izlemiyorlar."
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Nancy Pelosi kadar olmak
Sarıgül'e son dönemde iktidarın Doğu Akdeniz'den Libya'ya, Yunanistan'dan Karabağ'a izlediği dış politikaya bakışını soruyorum. Cevabı muhalefetle arasına ciddi bir mesafe koyduğunu gösteriyor:
"Küresel dünya derin bir siyasal ve ekonomik krizin eşiğinde. Türkiye de bu süreçten etkileniyor. Ama sadece bu değil, dost dediklerimiz bile bizi sınırlarımıza hapsetmeye çalışıyor. Bu konular milli konular ve birlik olmak zorundayız. ABD'li Demokrat Partili Nancy Pelosi kadar olamayacak mıyız? Ülkemize yapılan haksızlıklar karşısında susmayacağız. Ve daha önemlisi ülkemizi gidip başka ülkelere şikayet etmeyeceğiz."
Peki, eski partiniz CHP mi yoksa siz mi değiştiniz?
"CHP, artık Bülent Ecevit'in CHP'si değil, çok değişti. Bu yüzden yollarımız ayrıldı. CHP sahillere sıkışmış bir parti biz ise Türkiye'yi kucaklamak istiyoruz. Sağ veya sol bunlar da Soğuk Savaş dönemi kavramları. Türkiye Değişim Partisi, yeni bir siyasal sentez peşinde."
İttifaklara nasıl bakıyorsunuz? Şimdiden yer alacağınız bir ittifak var mı?
"Biz iktidara talibiz. Önceliğimiz de birinci turda her partinin kendi adayını çıkartması. Birbiriyle görüşleri uyuşmayan partilerin bir araya gelmesini ilkesizlik olarak görüyorum. CHP ile HDP veya Madımak'ı seyreden Temel Karamollaoğlu nasıl bir araya geliyor? Burada bir samimiyet yok bence."
HDP Türkiye partisi olamadı
Gelelim siyasetin yoğun tartıştığı HDP ve FETÖ meselesine. Sarıgül HDP'nin tarihi bir fırsatı kaçırdığını belirterek şöyle diyor:
"HDP, 2015 seçimlerinde tarihi bir fırsatı kaçırdı. O zaman benim çevremde bile HDP barajı geçsin diye oy verenler olmuştu. Ama onlar bunun kıymetini bilemedi ve Türkiye partisi olamadılar. Terörle arasına mesafe koysa, terörü reddedip Türkiye partisi olsa kendileri de demokrasi de kazanır."
FETÖ için de şu tespiti yapıyor:
"Hiç tereddüt etmiyoruz, darbe ve terörle ilişkili her yapının karşısındayız. Bu ister FETÖ olsun isterse cunta fark etmiyor. Her zaman seçilmişlerin yanında olacağız. Bu yüzden 28 Şubat döneminin de derinlemesine sorgulanmasını istiyoruz..."