Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Patrik Maşalyan’dan tarihi mesaj

Ölüm haberini aldığımda Markar için, "Ayakları bu topraklara basan, samimi ve sahici bir aydını, bir entelektüeli kaybettik" demiştim. Söylediklerimin onu anlatmaya yetmediğini cenaze töreninde Türkiye Ermenileri 85'inci Patriği Sahak Maşalyan'ın konuşmasını dinlerken anladım. Bir din adamı, Markar'ın kısa ömründe oluşturduğu "karakteri" üzerinden halkların bu coğrafyadaki kader birliğini, öyle içten öyle samimi anlattı ki dinleyenlerin gözyaşları sel olup aktı. Cenaze töre- ni salgın nedeniyle çok kabalalık değildi ama başta Başkan Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmak üzere devlet erkanı oradaydı.
Tarihe not düşmek için, Patrik Maşalyan'ın dinleyenleri derinden etkileyen o tarihi konuşmasını biraz kısaltarak veriyorum.
"Burada, bu tabutta fani hayatın bütün cilveleriyle karşılaşmış ve onlardan kendine demir bir karakter oluşturmuş bir dostu uğurluyoruz ebediyete. Gençliğinden beri benim tanıdığım Markar Esayan derin düşünen, varoluş sorunlarına kafa yoran, sözde değil özde dindar ve hayata dair her şeyle ilgili araştırmacı bir ruh taşıyordu. Ailesi manevi değerlerle büyümesi için her şeyi yaptı.
Fikir üretmek, yazmak ve konuşmak için doğmuştu. Agos'a makaleler gönderdi. Hrant'ın öldürülmesiyle içindeki yazarlık yangını daha da depreşti.
Dükkanının küçük ama güvenli ortamını bırakıp gazeteciliğin fırtınalı denizlerine atıldı. Risk almaktan kaçınmadı. Başarı merdivenlerinden basamak basamak yükseldi. (..) Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekili olarak yerini aldı. AK Parti kurmaylarından birine dönüştü.
Rahmetli Markar Esayan, yazarlık ve gazetecilik hayatının bir döneminde kendisini tanıyanlarda köklü denecek bir dönüşüm yaşadı. Siyasi tercihlerini sol cenahtan sağa doğru kaydırdı ve bu kendi mahallesinde yoğun eleştirilere yol açtı.
Markar Esayan, 1400 yıldır Müslümanlarla birlikte yaşama tecrübesi olan Ermeni halkının bir üyesi olarak ve yüzyılların bilgeliğini özümseyerek durulması gereken en doğru siyasi duruşu benimsedi. Mensubu olduğu ülkeyi ve vatanı varlığının bir kutsalı olarak görmek, sadakat ve bağlılıkla devletine, milletine hizmet etmek, sevincini ve gönencini, üzüntü ve tasayı aynı bayrak altında yaşamak ve hep birlikte mutlu bir ülke oluşturmak ülküsünü benimsedi. Bir makalesinde Markar; 15 Temmuz gece yarısı 'Ezanlar susmasın' diye sosyal medyada yazarken, 'ezanların sustuğu yerde, çanların da susacağını bilen kadim bilgiye dayanmıştım' diyordu"
Patrik Maşalyan, törene katılanlara teşekküründen sonra Başkan Erdoğan'a seslendi:
"Böyle bir katılım Türkiye Ermenileri tarihinde bir ilk olma vasfını taşıyor. Karabağ çatışmasının bu en sıcak günlerinde bir Ermeni Kilisesi'nde acımızı bizimle paylaşmanız anlamlı mesajlar içermektedir. Kafkaslar'daki bu üzücü savaş bir din savaşı değildir. Hatta Ermeni ve Azeri milletlerinin de savaşı değildir. Bu esasında bir toprak mücadelesi ve emperyalist aklın halklar arasında bıraktığı çözülmesi zor bir düğümdür.
Savaşlar ve çatışmalar yüzlerce yıl dostluk içinde yaşama tecrübesi olan komşu halklar için ayrıntılardır. Asıl olan birlikte oluşturulacak kalıcı dostluk havzalarıdır. Bunun oluşmasında Türkiye'nin ve sizin şahsi girişimlerinizin değeri ve önemi tartışılmazdır. Savaşın kara bulutlarının dağılması için Rabbim sizi bir barış ve selamet elçisine dönüştürsün. Sağlık ve afiyetiniz için Ermeni vatandaşlarınız her daim duacıdır."

***


Cevap Hakkı
Dünkü yazımda eski MİT'çi Enver Altaylı'yla görüşüp görüşmediğini sorduğum CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu aradı ve kısa bir cevap verdi: "Hiçbir dönem hiçbir koşulda bir araya gelmediğim gibi konuşmuşluğum da yok."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA