Dünya henüz koronavirüsü farklı kılan ve tehlikeli yapanın ne olduğunu çözebilmiş değil. Hızlı yayılması mı, değişime uğraması mı, dünyanın düne göre çok daha küreselleşmiş olması mı yoksa önlem almakta geç kalınması mı virüsü korkutucu yapıyor belli değil.
Diğer virüslerle kıyaslandığında ölüm oranı çok yüksek değil ama dünyayı sarsma gücü çok yüksek. Kısa sürede petrol fiyatlarının yere çakılması, borsaların çökmesi, ülkeler arası uçuşların yasaklanması bugüne kadar pek görülmüş şey değil. Son 40 yıl içinde dünya Ebola'dan Domuz gribine, Sars'tan Kuş gribine çok sayıda küresel virüsle karşılaştı. Ciddi ölümler de yaşandı. Ama hiçbiri korona kadar sarsıcı olmadı.
Bu sonuçta, virüsün öldürücü gücünden çok yarattığı paniğin ve başından itibaren bazı devletlerin işi ciddiye almamasının etkisi var.
Türkiye bu açıdan Japonya ile birlikte iyi bir sınav verdi. Tehlikeyi zamanında fark edip, gerekli önlemleri alarak büyük oranda virüsün yol açacağı tehlikeyi en aza indirdi. Bu açıdan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, süreci, bazı medya mensuplarının negatif muhalefetine rağmen doğru yönetti. Zamanında gerekli önlemleri aldı, sürecin her aşamasında canlı yayınlara çıkıp topluma açık ve net bilgiler verdi.
Daha ilk günlerde sınır kapılarını kapatıp, termal kameraları devreye sokmakla başlayan önlemler zinciri, şimdi okulların tatil edilmesi ve maçların ertelenmesiyle devam ediyor.
Bu önlemlere muhalefet eden, görmezden gelenler oldu. Hatta ekonomi konusunda sürekli kriz tellallığı yapan Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, Bakan Koca'nın Türkiye'deki ilk vakayı açıklamasını akla ziyan bir yaklaşımla yorumladı:
"IMF koronavirüsle mücadele edenlere 50 milyar dolar kredi açıklayınca... Sağlık Bakanı Fahrettin Koca; 'Bu salgının şu anda Türkiye'de olma ihtimali çok yüksek' açıklaması yaptı bir anda!!
Devlete, para için hasta uyduran veya var olan hastayı saklayan iftira dolu bir yaklaşım.
Allah'tan artık bu tür meczuplara CHP bile inanmıyor.
Baksanıza, Engin Altay'ın o veciz "Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok" sözüne rağmen CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Bakan Koca'yı olmasa da bakanlığı öven bir açıklama yaptı:
"Ülkemiz koronavirüsün en son girdiği coğrafya oldu. Tüm sağlık çalışanlarına ve sağlık bakanlığına teşekkür ediyoruz."
Umarız Öztrak'ın bu yaklaşımı iç siyaset açısından yeni bir başlangıç olur. Bu konuda şunun da altını çizmek gerekiyor: Son dönemlerde yaşanan birçok felakete devletin hızlı ve doğru müdahale etmesinde hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, yani güçlü yürütmenin ciddi katkısı var. Bunu ekonomik kuşatmada, Elazığ depreminde, terörle kararlı mücadelede gördük. Tam da bu yüzden sisteme yönelik iç ve dış saldırılar hiç bitmiyor.
Bir de dönüp ürettiği demokrasisiyle övünen ama yönetim sistemiyle de bunalımdan bunalıma sürüklenen ve çözüm üretemeyen AB ülkelerine bakın. İtalya sınıfta kaldı. AB'nin kurucu babaları Almanya ve Fransa da işi ciddiye almadı. Bakan Koca, 10 Mart'ta AB ülkelerini uyararak şöyle diyordu:
"Avrupa da İtalya ile ilişkilerini kesmedi. Avrupa halen tedbir almakta geç kalıyor. Şu an İtalya büyük bir sorun yaşıyor ama Almanya ve Fransa önümüzdeki günlerde daha büyük sorun yaşayacak."
Devletlerin ilgisizliği ve medyanın yarattığı panik havası koronavirüsten çok daha tehlikeli... Dünyanın asıl sorunu da tam bu.