Son birkaç yıldır CHP'nin gizli HDP aşkının, ilkesiz ittifakının nelere yol açabileceğini yazıp durduk. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ısrarla "ittifak yok" dese de arka planda yürüttüğü gizli kapaklı siyasetle yerel seçimlerde beklediğini aldı. Yani siyaset mühendisliğiyle geçici bir başarı yakaladı. Ancak, CHP ilişki kurduğu, HDP/PKK hattının nasıl bir siyasi akla sahip olduğu gerçeğini hep sakladı ve bir anlamda da görmezlikten geldi.
Oysa o yapı, şiddeti ve silahları devreden çıkartmayı hedefleyen çözüm sürecini, emperyalizmin desteğiyle gerçekleşeceğini sandığı "Rojava devrimi" uğruna heba etti. Kendi halkına bile acımadı, küçük çocukları bile emperyalizm uğruna ölüme yolladı. Farklı Kürt partilerine yaşama hakkı vermedi. Şimdi sıra CHP'ye bedel ödetmede.
Önceki gün İsviçre'nin Grenchen kentinde CHP'lilerin düzenlediği etkinlik PKK'lılar tarafından basıldı. CHP Milletvekili Engin Özkoç, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun katıldığı toplantıda PKK'lılar kürsüyü işgal etti.
Talepleri CHP için ders niteliğindeydi.
Hedeflerinde ise HDP ve solu, CHP çevresinde tutma misyonuyla görevde tutulan Kaftancıoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer vardı.
PKK'lılar "Sözünü tut" diye bağırıyorlardı.
İşin geldiği noktaya bakın, İsviçre'de PKK'lılar Tunç Soyer'den belediyede çalışan Mahir Kılıç denilen kişiyi göreve geri almasını istiyordu.
Bu daha başlangıç... CHP'den, PKK/HDP hattının daha neler isteyeceğini göreceğiz. CHP de siyaset mühendisliğiyle, oy uğruna koca bir sosyolojiyi nasıl kirli bir ilişki içine sürüklediğini çok daha hazin bir biçimde görecek.
***
Londra'da Göbeklitepe rüzgârı
WTM Londra Uluslararası Turizm Fuarı'ndayım. Dünyanın en büyüklerinden biri... Öylesine büyük ki, dünyanın 182 ülkesi katılıyor. 5 bin stand var. Sadece görevli sayısı 50 bin civarında.
Uzakdoğu'dan Latin Amerika'ya, Afrika'dan Asya'ya bütün ülkeler rengarenk stadlarıyla görücüye çıkmış kendilerini tanıtıyor. Müthiş bir hareketlilik var.
Bu fuar sadece yılda 71 milyon yurtdışına turist gönderen İngiltere'ye seslenmiyor, aynı zamanda başka ülkelere ve pazardaki karar vericilere de sesleniyor.
Bir nevi dünyanın turizm tanıtım platformu...
Kapıdan içeri adım atar atmaz Türkiye standını arıyorum. Stand, girişinde insanlık tarihini yeniden yazdıran Göbeklitepe görselleriyle hemen dikkat çekiyor.
Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, TÜRSAB ve THY olmak üzere onlarca kurum ve kuruluşun standı var. İkinci durağım TÜRSAB standı oluyor. TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ile fuarlar ve turizmin genel gidişatı üzerine sohbet ediyoruz.
Önce fuarın önemine dikkat çekiyor:
"Bu fuar turizm açısından dünyanın en önemli fuarlarının başında geliyor.
İngiltere nüfusu ve aldığı turist sayısı bizden az olmasına rağmen, böyle büyük fuarlara imza atıyor. Türkiye olarak bu tür fuarlarda çok daha etkin olmamız lazım. Fuarlar bizim için çok önemli bir fırsat sunuyor." Sonra da İngiltere özelinde yapılması gerekenleri söylüyor:
"Türkiye açısından hala en önemli pazarların başında İngiltere ve Almanya geliyor. Her ikisinde de istediğimiz noktada değiliz. Örneğin İngiltere'den gelen turist sayımız bu yıl artsa da hala ilk 10 arasında değiliz.
Yılda yurt dışına çıkan İngiliz sayısı 70 milyon civarında. Bizim payımız 2.2 milyon. Bunu 5 milyona çıkartmalıyız. Biz TÜRSAB olarak bu alanda iddialıyız" Sohbete biraz ara verip, Göbeklitepe'ye ilgiyi merak ediyorum. Standın önünden geçenlerin mutlaka durup ilgilendiklerini, soru sorduklarını görüyorum. İlgi bir hayli büyük. Deyim yerindeyse Londra'da Göbeklitepe rüzgârı esiyor. İnsanlığın 12 bin yıllık tarihini sadece tarih severler değil, sıradan insanlar da merak ediyor.