Yerel seçimlerden hemen sonra ülke seçimsiz bir 4 yıla girecek ve rahat bir nefes alacak diye beklerken, yeni kurulacak partilerin gündeme gelmesi siyaset kulislerini bir hayli hareketlendirdi.
Hesap sadece olası bir erken seçim değildi, daha önemlisi AK Parti karşıtı bloku 2023'e kadar bir arada tutmaktı.
Bu yüzden hikaye sadece bu iki partinin kurulmasıyla bitmiyor.
Asıl önemli hazırlık onların da içinde olduğu "yeni bir ittifak" oluşturmak.
Birkaç gün önce AG Araştırma Genel Müdürü Adil Gür çarpıcı bir tespit yaptı:
"Biz hep şunu; 'Davutoğlu, Babacan parti kuracak, Millet İttifakı içerisinde yer alacak' diye konuşuyoruz.
Benim şahsi görüşüm şu; Bence Türkiye'de üçüncü bir ittifak ortaya çıkacak." Bu da nereden çıktı demeyin, Davutoğlu işin içinde mi bilmiyorum ama ortada seçimin "s"si yokken Babacan'ın hızlı bir biçimde devreye sokulması boşuna değil, böyle bir hesaba dayanıyor.
O hesabın amacı da İYI Parti'yi AK Parti karşıtı bir pozisyonda tutmak.
Hikaye biraz daha geriden, CHP'nin İP ve HDP'yi kapsama alanına alarak Meclis'e sokmasıyla başladı. Bu ilişkide herkes HDP'nin önemli bir rol oynadığını söylüyor ama asıl önemli rolü İP ve SP oynadı.
Onlarsız CHP-HDP ittifakı sonuç alamazdı.
Tabi onlar da bile bile PKK-HDP ilişkisini göze alıp bu ilişkiyi sürdürdü.
Şimdi yerel seçim sonrası bu hesap biraz değişti. CHP, gizli yürüttüğü HDP'yle ilişkisini seçim sonrası açık açık yürütmeye başladı.
İşte bu açık ilişkiyi İP taşıyamazdı. İP hem parti içinden, hem de milliyetçi ve muhafazakâr kesimden sert eleştiri aldı. Bu eleştiriler öyle etkili oldu ki İP'liler "HDP kırmızı çizgimizdir" diye açıklama yapmak zorunda kaldı.
Buna son dönemde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İYI Partili'lere çağrısını, AK Parti'yle İP arasında yeni ilişki kurulacağı iddialarını, hatta Diyarbakırlı anaların HDP il başkanlığı önündeki direnişi karşısında İP'in bocalamasını da eklemek gerekiyor.
Bu tablo, İP'te iplerin kopacağının işaretiydi.
Babacan'ın partisi tam da bu noktada devreye girdi ve İP'in, AK Parti karşıtı pozisyonunu sürdürecek yeni bir fırsat sundu. Böylece yeni siyaset mühendisliğiyle İP'e alan açılıyor ve olası bir seçime iki ittifak hazırlanıyordu: CHP-HDP ittifakı, hemen yanı başında İP-Babacan-Saadet Partisi ittifakı... Davutoğlu'nun kuracağı parti buraya eklemlenir mi bilemem ama hesap bu. Böylece İP, HDP "belasından" kurtulacak ama CHP'nin oluşturduğu muhalefet blokundan kopmayacaktı. Hesap birinci turda kaybettirip, ikinci turda kazanmaktı.
Küresel güçlerin, FETÖ ve PKK'nın bu siyaset mühendisliğine nasıl bakacaklarını söylemeye gerek var mı?
***
Gürsel Tekin medyası
Yeni siyaset mühendisliği çalışmalarının bir ayağında da yeni medya atağı var. CHP'nin büyük şehirlerde iktidar olması bazı siyasetçileri heveslendirdi. O isimlerin başında da son dönemde özellikle belediyelerde "binlerce bankamatik çalışan var" yalanıyla dikkat çeken Gürsel Tekin geliyor. Tekin'in bugünlerde yakın arkadaşı Gürkan Hacır'ın başında olduğu yeni bir haber televizyonu için çalıştığı söyleniyor.
İşin en merak edilen yanı ise çok pahalı bir iş olan televizyon için parasal kaynağın nereden bulunacağı. O kadar zengin oldu mu bilmiyorum ama herhalde başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere CHP'nin kazandığı büyükşehirlere güveniyor. Doğru mu bilemem ama daha şimdiden kulislerde o belediyelerle iş yapacak iş adamlarından para toplandığı iddia ediliyor. Nerden nereye...