Kırgızistan, Orta Asya'nın kalbinde küçük ama önemli bir ülke... Yakın tarihi acılarla dolu bu ülke, 1991'de Sovyetler'in dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden ilk Türki cumhuriyeti. O tarih aynı zamanda Türkiye'yle ilişkilerin de yeniden kurulduğu bir tarih. O güne kadar Türkiye'yle Kırgızistan ilişkileri Tanrı Dağları hatırlatmasından ve dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un bilinmesinden öteye geçmiyordu. Yeni dönemde zayıf da olsa ilişkiler kurulmuş ve gelişiyordu. Ama o ilişkinin parsasını devlet değil, zamanında fark edilmeyen FETÖ toplayacaktı. Ülkeyi içeriden kuşatan FETÖ adeta "yeni sahip" gibi davranıyor ve ülkeyi ABD'den sonra ikinci merkezi olarak görüyordu. Darbeci ve küresel kirli ilişkileri ortaya çıkmasına rağmen ne yazık ki bu pek değişmiş değil. Kırgızistan, hâlâ FETÖ'nün en etkili olduğu ülkelerden biri.
Ancak son yıllarda özellikle Başkan Erdoğan'ın girişimleriyle durum biraz değişmeye başladı. Bir yandan Türkiye'nin Manas Üniversitesi harekete geçirildi, öte yandan da özel sektör girişimcileri devreye sokuldu.
Önceki gün Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te özel sektör yatırımlarından biri olan Bişkek Sheraton Oteli'nin açılış töreni vardı.
Törene Kırgızistan'dan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, Kırgız milletvekilleri ve Bişkek valisi, Türkiye'den ise Turizm ve Kültür Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, Erzurum Milletvekili Zehra Ban Taşkesenlioğlu, Kırgızistan Büyükelçisi Cengiz Kamil Fırat, Bilal Erdoğan ve çok sayıda işadamı katıldı.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov açılış töreninde yaptığı konuşmada şöyle diyordu:
"İki ülke arasındaki ekonomik potansiyelin yeterince kullanılmadığını düşünüyorum. Sayın Erdoğan ile önümüzdeki yıllarda aramızdaki ticaret hacminin 400 milyon dolardan 1 milyar dolara çıkartacağımızı konuşmuştuk. Bunun için her şeyi yapıyoruz."
Cumhurbaşkanı Ceenbekov, yaptıklarının işaretini işadamlarına yönelik şu çağrıyla veriyordu: "Gelin Kırgızistan'a yatırım yapın, size her türlü desteği vermeye hazırız."
O çağrıya ilk uyanlardan biri TR damgasını Orta Asya coğrafyasına taşıyanların başında gelen genç işadamı Aydın Mıstaçoğlu'ydu.
Türkiye'nin en önemli bilişim, mobil iletişim ve inşaat şirketlerini bünyesinde bulunduran Mıstaçoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mıstaçoğlu, Kırgızistan'da önemli bir yatırıma imza atmanın ve Marriot Group gibi bir markayla işbirliği yapmanın gururunu yaşadıklarını belirtiyor ve şöyle diyordu:
"Kırgızistan'daki yatırımlarımıza 2013 yılında hayata geçirdiğimiz BishkekPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi ile BishkekPark Residence projeleriyle devam ettik. 2017'de Dema Madencilik ve 2019'da Sheraton Bishkek'le bu ülkede yaptığımız her yatırımla bazı ilkleri gerçekleştirmekten ve dünyanın sayılı markalarının Kırgızistan'a gelmesine vesile olmaktan son derece mutluyuz."
Gerçekten de başkent Bişkek'in ana caddeleri veya alışveriş merkezlerinde dünya markalarıyla birlikte LC Waikiki, Ramsey, De Facto gibi Türk markaları da var. Bu tablonun oluşmasına öncülük eden Mıstaçoğlu, devamı için de tekstilden madenciliğe birçok alanda öne çıkan ve aralarında Ahmet Akbalık, Kemal Akar, Kemal Güneş, Eyüp Akdağ, Saim Öztürk, Haluk Okutur gibi çok sayıda işadamı dostunu Bişkek'e davet ederek yeni yatırımların önünü açıyordu. Bunun ne kadar anlamlı olduğunu sadece otel inşaatı için Türkiye'den getirilen 500 TIR malzeme bile gösteriyordu.
Tanrı Dağları ve panoramik şehir manzarasına sahip Sheraton Bişkek Oteli'nin hizmete girmesiyle Kırgızistan bölgenin en modern binasına kavuşurken, Türkiye de, düşmanlık yapanlara karşı yeni bir dostluğun kapısını aralıyordu.
Bu yoksul ülkeyi FETÖ'nün nasıl kuşattığını ise bir başka yazıya bırakalım.