Türk Hava Kurumu'nu iflasa sürükleyen suistimalleri, ihmalleri birkaç gün üst üste yazdım, ama bu bile orada yaşanan vahameti anlatmaya yetmiyor.
Nereye dönseniz, skandal diz boyu.
Durumu en çarpıcı biçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan anlattı. THK ile ilgili bir soruya Rusya dönüşü şu cevabı veriyordu:
"Türk Hava Kurumu (THK) meselesi. Türk Hava Kurumu'nun arkasında kim var? CHP'li milletvekili. Onun arkasında CHP.
Bunu savunuyorlar ve 'Bakanlık neden Türk Hava Kurumu ile çalışmıyor?' diyorlar. Yahu bu adam zaten mezarlığa dönüştürmüş Türk Hava Kurumu'nu. Oradaki uçakların motorları, pervaneleri yok. Yani rezillik diz boyu. Şimdi büyük ihtimalle şurada birkaç gün içerisinde orayı da masaya yatıracağız. Yani bu Türk Hava Kurumu ile bir yere varamayız." İşin yolsuzluk kısmı bir yana, kurumun CHP'yle ilişkisinde de derin çelişkiler var. Bir yanda yıllardır kurumda gönüllü çalışan kötü yönetimden şikayet eden CHP'liler var, öte yanda kötü yönetimde Haluk Pekşen gibi "kurtarıcı" olarak görev alan CHP'liler var.
Ve daha vahim olanı CHP'li gönüllü üyelerin karşı çıktığı kötü yönetimi, sırf iktidara karşı diye sahiplenen CHP yönetimi var, milletvekilleri var. Oysa THK, toplumun ortak değeri ve hep birlikte sahip çıkılması gerekiyor.
Bu noktada kuruma gönül verenler ilk kez şu gerçeğin farkında; THK sadece elindeki mal varlığını iyi yönetirse borç batağından da kurtulur, yolsuzluk söylentilerinden de... Bunun için de en kısa zamanda genel kurula gidilmesi gerekiyor. Nihayet bu yolun açıldığı yeni bir süreç yaşanıyor.
Önceki gün THK Merkez Denetleme Kurulu üyeleri Bayram Duman, Muzaffer Başer ve Gökhan Doğan imzalı bir çağrı yapıldı.
Bu kurumun 46'cı Olağanüstü Genel Kurul çağrısıydı. Arkasında 256 delegenin imzası olan çağrıyla genel kurulun 15 Eylül veya 21 Eylül'de yapılması istendi.
Peki, aslında yok hükmünde sayılan yönetim bu çağrıya nasıl bir karşılık verecek?
Kulislerde yönetimin karşı atağa geçtiği, hatta şube başkanlarına baskı yaptığı söyleniyor.
Ama bu saatten sonra etkili olmayacağı çok açık. Bu arada tartışmaların odağındaki eski CHP milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Haluk Pekşen'in de adaylık için harekete geçtiği söyleniyor.
Delegenin çoğunluğu ise bu yönetimle bir yere gidilemeyeceğini iddia ediyor ve yeni bir yönetimin seçimle iş başına gelmesini istiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olaya müdahil olması hem eski yöneticileri hem de Türkiye'nin dört bir yanında gönüllü görev yaparak THK temsilcisi delegeleri umutlandırdı.
Bu motivasyonun önemli olduğunu vurgulayan Mehmet Aydın Uzun şöyle diyor: "Mevcut yönetim ne yaptığını bilmiyor. Sadece yangın uçağında değil, hava ambulansından otellerimize her alanda kurumun elindekiler talan ediliyor, doğru yönetilemiyor.
Tek çare genel kurula gitmek." THK İstanbul Şube Başkanı Dr.
Gürbüz Kaya ise yönetim dirense de etkili olamayacağına dikkat çekiyor ve bir çağrı yapıyor:
"Kurumun gerçek sahipleri delegelerdir.
Onlar devlet kurumunun devletle kavga etmemesi gerektiğine inanıyor. Bu tarihi kurumu, düştüğü yerden kaldırmak da bizim görevimizdir.
Sağduyulu arkadaşları göreve çağırıyoruz. Şimdiden genel kurul için imza verenlerin sayısı 300'ü buldu.
Cumhurbaşkanımız bu kurumun fahri başkanıdır. İnşallah onun desteğiyle en kısa zamanda bunu başaracağız."