Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

CIA ajanlarının beklentisi

İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararından sonra Batı medyası ve karanlık mahfiller deyim yerindeyse çıldırmış durumda.
İlginçtir, aynı medya veya siyasi odaklar bir yandan CHP'ye bütün kapılarına açarken öte yandan Türkiye'ye karşı inanılmaz bir algı operasyonu yürütüyor.
Kimi eski CIA ajanı Henri Berkey gibi İstanbul seçimlerinin yenilenmesi için "isyan" çağrısı yapıyor, kimileri de Sisi'yi kırmızı halıyla karşılamayı içlerine sindirmelerine rağmen söz konusu Türkiye olunca "demokrasi" havarisi kesiliyor.
Washington'dan Berlin'e, hatta Abu Dabi'den Cidde'ye yükselen bir çılgınlık hali bu... Olay FETÖ ve PKK'yı da aştı ki, içerideki ve dışarıdaki bütün bağlantılar harekete geçirildi.
Günlerdir hukuki sürecin bir sonucu olarak yenilenen İstanbul seçimleriyle ilgili akla hayale gelmeyen, yalanlar ve saçma sapan iddialarla Türkiye ve Başkan Erdoğan düşmanlığı körükleniyor. Zıvanadan çıkışın göstergesi, ABD derin aklının sesi eski CIA'cı Henri Barkey'in, Foreign Policy dergisinde seslendirdiği şu yalan; "Türkiye'de iktidar artık seçim yoluyla değiştirilmeyecek." Bu yalan dünyaya pazarlanırken garip bir şey var; muhalefetteki siyasi aktörlerinin sessizliği. Ne CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ne de adayı Ekrem İmamoğlu, Türkiye'ye düşmanlık siyaseti izleyen bu medya mecralarını kullanırken ne yazık ki onların saldırılarına karşı "Size ne oluyor?" diye isyan etmiyor. Doğal olarak içerideki bu siyasi vurdumduymazlık dışarıdaki güç odaklarını pervasızlaştırıyor. Tam da bu yüzden o dış odaklar ısrarla 2019'da iç savaş ve darbeden söz ediyor. Darbe dinamiğini harekete geçirdikleri için de umutlular.
Çıplak bedenleriyle 15 Temmuz darbe ve işgal girişimin durduran bu milletin yeni bir çılgınlığa izin vermeyeceğini biliyoruz ama şu süreçte ciddi bir kaygı da yok değil. Buna karşı uyanık olmakta yarar var. Birkaç gün önce CHP'nin önemli yöneticilerinden biri, AK Partili bir yetkiliye şöyle diyordu:
- Bize gelen duyumlara göre yeni bir darbe hazırlığından söz ediliyor. Devlet ve hükümet böyle bir tehlikeye karşı hazırlıklı mı?
- Merak etmeyin, devlet ve millet olarak her saldırıya karşı hazırız.
- Biz de CHP olarak darbeye karşı hükümetin yanında olacağız.
İşte sivil siyaseten beklenen budur. Ancak bu duruşu, sadece olası darbeler karşısında değil, sıcağı sıcağına devam eden sinsi emperyalist kuşatma ve saldırılar karşısında da göstermek gerekiyor. Hem de kamuoyuna deklare ederek.

***


Tevfik Göksu ve siyasi linç

Seçim süreçlerinde siyasetçiler arasında polemik ve sert tartışmalar yaşanabilir.
Ancak bunun bir sınırı var; hakaret ve aşağılama olmamalı. Son dönemde buna yalan ve iftira da eklendi. Bunun son örneğini önceki gün yaşadık. Medyada İstanbul Eserler Belediye Başkanı Tevfik Göksu'nun konuşmasını herkes izlemiştir.
Göksu o konuşmasında, CHP adayı Ekrem İmamoğlu hakkında Yunanistan'da yerel bir gazetede çıkan, "Konstantinapol'ü fetheden Yunanlı" manşetini hatırlatıp soruyordu:
"Buna neden cevap vermediniz?" Yalan rüzgarı tam da burada devreye girdi. Başta Cumhuriyet, Sözcü ve Fox Tv olmak üzere inanılmaz bir saldırı başladı.
Koca koca siyasiler de çıkıp büyük büyük laflar etti. Yalanlara karşı Göksu'nun cevabı netti: "Bu milletin bir çocuğu Yunan gazetesindeki bu manşete niye cevap vermez buna isyan ediyorum ben." Göksu'yu linç eden CHP'lilere kendi milletvekilleri İlhami Özcan Aygun'u hatırlatalım.
Aygun, Kadir Mısıroğlu ile ilgili bir tartışmada şöyle diyordu:
"Atatürk'e laf uzatan Fesli Mısıroğlu'na bakın, nereli dersiniz Trabzonlu.
Trabzon kurtuluş döneminde kimlerin elindeydi? Evet, Rum Pontus'un..." Saçma sapan ve ötekileştirici bu dil karşısında susanların diğeri karşısında yeri göğü inletmesi çifte standart değildi nedir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA