Önceki gün Ebubekir Tivnikli'nin Avukatı Serdar Bulut beni arıyor ve telaşla şöyle diyordu:
"Ben avukat Serdar Bulut, Ebubekir Tivnikli'nin avukatı. Bizi arıyormuşsunuz?"
"Sizi aradığımı kim söyledi?"
"Bir avukatla konuşmuşsunuz?"
"İyi de siz nereden biliyorsunuz. Telefonlarımızı mı dinliyorsunuz?"
"Yok, öyle değil Ebubekir Bey söyledi. Sorularınız varsa onu öğrenelim."
"Tamam, soralım o zaman. Yatta kimler vardı ve Kemal Bey neden geldi?"
"Buna cevap veremem, zaten genel bir açıklama yapacağız."
"O zaman niye aradınız?
"... "
Avukat cevap veremedi ama bahsettiği açıklama önceki akşam geldi;
"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun taziye ziyaret talebi bizlere ulaşmıştır. Araya 31 Mart yerel seçimlerinin yoğunluğunun girmesi nedeniyle taziye ziyareti ancak 2 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleştirilmişti."
Neresinden bakarsanız bakın, zorlama ve uydurma bir gerekçe bu... Madem bu bir taziye ziyaretiydi neden daha ilk gün Kılıçdaroğlu veya siz çıkıp bir açıklama yapmadınız? Niye tam bir hafta sustunuz? O fotoğraflar yayınlanmasaydı bu suskunluk devam mı edecekti? Bence evet, çünkü gizli kapaklı bu görüşmenin fark edilmeyeceğinden emindiler.
Ama çok daha hassas bir nokta var, inanç ve gelenek açısından taziye ziyaretinin adabı. Önce şunu söyleyelim, Abdullah Tivnikli 6 Kasım 2018'de vefat etti. İşe bakın, aradan tam 6 ay geçtikten sonra CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu taziye ziyareti yapıyor. Neymiş araya 31 Mart seçimleri girmiş... Hani "aklımızla alay mı ediyorsunuz?" dedikleri şey bu olsa gerek. Ama ne hikmetse, Kılıçdaroğlu kasımda bulamadığı vakti, İstanbul seçimlerinin yenilenmesinin gündemde olduğu, YSK'nın tartışıldığı bir dönemde bulabiliyor.
Onu da geçelim ve dini değerlere saygılı olduğunu düşündüğüm Ebubekir Tivnikli'ye soralım; Siz, taziyeleri hep yatta mı kabul ediyorsunuz?
Evde veya camide kabul etmenize engel bir durum mu vardı? Kılıçdaroğlu korumalarını neden marinanın dışında bıraktı?
Buraya bir nokta koyup, henüz ayrıntıları netleşmemiş yatın içine girelim. Dikkat ederseniz o görüşmede kimler olduğuna dair ne Tivnikli ne de Kılıçdaroğlu net bir açıklama yaptı. Madem bu bir taziye ziyareti, o yatta kimlerin olduğunu tek tek açıklayın.
Mesela merak ediyorum, Topbaş ailesinden Abdurrahman Topbaş da orada mıydı? Onların orada olmasının son dönemde muhafazakar kesimde ortaya çıkan siyasi ayrışmayla bir ilgisi var mı?
Daha çok siyasi kimlikleriyle bilinen şu iki isim Osman Bostan ve Tarık Çelenk de orada mıydı?
Bu görüşmede Tivnikli'nin açıkladığı tek isim Gürsel Tekin. Elimde fotoğrafları var. Flu olduğu için yayınlamadım. Aslında Kılıçdaroğlu'nun siyaseten üzerini çizdiği, 2010 kaset operasyonundan bu yana, kapalı kapılar arkasında dönen bütün işleri önceden bildiğini sık sık söyleyen Tekin'in orada olması hayra alamet değil. Acaba muhafazakar kesimle bağ kurarak yeni bir çıkışa mı hazırlanıyor?
Yazdıklarımla ilgili olarak Ebubekir Tivnikli'nin avukatı Serdar Bulut tazminat davası açacağını bildirdi. İyi de yaptı. Hukuka güvenmek gerekiyor. Umarım mahkeme o yatta neler olup bittiğinin bütün kamuoyunca öğrenilmesine vesile olur.
Son noktayı 2008'de Türk Telekom'un özelleştirilmesiyle ilgili bir hatırlatmayla koyalım. Kılıçdaroğlu, o yıl elinde dosyalarla sık sık ekrana çıkıyor, "Becerikli Abdullah" diye rahmetli Tivnikli'yi suçlayarak soruyordu: "Şimdi o dünyanın önemli bir yediemini Abdullah Tivnikli mi?" Nereden nereye... Kılıçdaroğlu'na o soruları ne unutturdu da, yoğun siyasi gündeminden 6 aydır fırsat bulamadığı taziye ziyaretini, Ankara'dan İstanbul'a bir saatliğine Kalamış'ta bir yata gizlice gelip gerçekleştiriyor.
Şimdi bu ziyaret taziye mi, siyasi mi, siz karar verin.