İç göçün yoğun yaşandığı 60-70'li yıllarda İstanbul'un taşı toprağı altın denirdi. Oysa taşı toprağı altın olan Anadolu'nun kendisiydi. İstanbul'dan Mardin'e, Denizli'den Kars'a hangi şehre baksanız tarih fışkırıyor.
Çocukluğumun Ani Harabelerini hatırlıyorum. 60'lı yıllarda aldığı turisti ne yazık ki 70'lerden sonra alamadı. Büyük olasılıkla siyasi çalkantılar turizmi de etkilemiş ve gelenlerin sayısı giderek azalmıştı. Buna paralel, devlet de sivil toplum da o yıllarda elindeki zenginliğin farkında değildi ve o tarihi zenginliği katma değeri yüksek turizmin hizmetine sunamadı.
Nihayet, son yıllarda hem devlet hem de sivil toplum bunun fark etti ve atağa geçti. Son birkaç yılda memleketim Kars'a Doğu Ekspresi'yle giden turist sayısındaki patlama bunun en güzel örneği. Benzer bir şeyi küresel ölçekte önümüzdeki yıllarda Şanlıurfa yaşayacak. Orada keşfedilen insanlık tarihini değiştiren 12 bin yıllık Göbeklitepe mabedi turizmde yeni atılımın adresi olacak. Başkan Erdoğan da, 2019'u Göbeklitepe yılı ilan ederek bunun ilk işaretini verdi.
Sektörün içinden gelen yeni Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Aksoy, Türkiye'nin turizm potansiyelinin harekete geçirme konusunda iddialı. 2019 yılı hedefi; "50 milyon turist, 50 milyar gelir"
Önceki gün de Sabah'a yaptığı açıklamada, bu hedeften yola çıkarak Türkiye'nin 2023 turizm hedefini revize etti: "70 milyon turist 70 milyar dolar gelir."
Bunun için de dünyanın en çok turist çeken 7 ülkesinde uygulanan fon yöntemini devreye sokacaklarını söyledi:
"Dünyada en çok turizm gelirine sahip 10 ülkenin 7'sinde fon uygulaması var. Ve bu ülkeler dünya turizm gelirlerinin 3'te birinden fazlasını elde ediyorlar. Dubai ve Singapur, kültür ve turizm alanında tanıtımda kullanabilecek bir ürünleri yok iken, global havayolları ağı ve fon yönetiminin oluşturduğu kaynaklarla yaptığı başarılı turizm yatırımları ve tanıtım faaliyetleri yaptı. Singapur fonla turizm gelirlerini 73, ziyaretçi sayısını ise 170 kat artırdı. Biz de global havayolları şirketimiz THY'nin de gücünü arkamıza alarak daha büyük bir başarı hikâyesi yazacağımıza inanıyoruz."
Bu hedefi turizm sektörü de paylaşıyor çünkü 2018'de bütün negatif parametrelere rağmen beklenenin ötesinde 40 milyon turiste ulaşılarak bir rekor kırılmıştı. O rekorun nasıl kırıldığını TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya şöyle anlattı:
"Türkiye 2018 yılında rekor kırdı ama bu rekorun içinde AB ülkeleri yoktu. Onlardan gelen turist sayısı 2015 rakamlarına bile ulaşmadı. Rekoru, Çin, Hindistan, Japonya ve Macaristan gibi yeni pazarları Türkiye'ye çekerek kırdık. Umudumuz 2019 yılında Almanya, İngiltere ve Hollanda gibi AB ülkelerinin geri gelmesinde. O gerçekleşirse 50 milyon turiste rahat ulaşırız. Sadece Göbeklitepe'ye 1 milyon turist bekliyoruz."
Bağlıkaya'nın tek şartı vardı; "Güven ve huzur ortamının sürmesi."
Turizmde yeni devrim
Önümüzdeki yıllarda turizm alanında Türkiye'nin neler yapacağına ilişkin bir umudu da "Her şey dahil" konseptinin yaratıcısı, deneyimlerini yazdığı "Akıllı ol, İnsan ol" kitabıyla ilgi odağı olan turizmci Dr. Cem Kınay veriyor:
"Çok yakında, ilkinden 30 sene sonra yeni otel konseptini sunacağız yeni partnerlerimle. 'Her şey dahil'in yeni kültürünü sunacağız. Yeni devrim yolda, üzerinde 12 aydır geniş bir ekiple çalışıyoruz. Hemen arkasından Anatolity diye Anadolu'yu daha çok yeni turizm hikâyeleri yazarken nasıl en başa koyarız, onu sunacağım."
Türkiye siyasi kuşatmalardan başını kaldırıp yarınına bakabilse çok şey değişecek.