CHP'de suların durulmuş gibi göründüğüne bakmayın, içerisi fokur fokur kaynıyor. Sorun sadece seçim sürecinde liyakate uymamak veya kendi yakınlarını başkan, meclis üyesi yazmaktan ibaret değil. Sorun temelde CHP'nin Türkiye gerçekleriyle örtüşen alternatif bir siyaset üretememesi.
Bu kaygı hep vardı ama son dönemde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve dar kadrosunun FETÖ çizgisinde siyaset izlemesi CHP içinde derin rahatsızlık yarattı.
Kırılma noktası 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine Kılıçdaroğlu'nun "kontrollü darbe" demesiydi. 250 şehidin verildiği bir darbeye, CHP genel başkanının FETÖ gözüyle bakması, medya önünde konuşulmasa da özel toplantılarda konuşuluyor ve buna tepki gösterilmesi gerektiği söyleniyordu.
Hatta il ve ilçe toplantılarında bazı CHP'lilerin "Artık darbelerle yüzleşmeliyiz" dedikleri bile oldu. Ancak kamuoyunun tanıdığı, CHP kitlesi tarafından da bilinen hiçbir siyasi aktör, tabandan gelen bu sese kulak verip, kirli ilişkiye itiraz etmedi, edemedi.
En iddialı isimler bile -Muharrem İnce gibi- FETÖ konusunda Kılıçdaroğlu'nun gerisine düştü. Bu nedenle geçen pazar günü CHP'nin İstanbul Ataşehir belediye başkan adayı Battal İlgezdi'nin çıkışı bir milat sayılmalı.
Belki İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan bir başkan olduğu için üzerinde fazla durulmadı ama CHP geleneğinden gelen İlgezdi'nin söyledikleri, parti tabanında yaşanan rahatsızlığı yansıttığı için önemli.
Önemli çünkü ilk kez bir CHP'li bu kadar açık ve net, arkasında ABD'nin olduğu FETÖ'cü darbeye karşı çıkıyor. Hatta bunu Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na meydan okuyarak yapıyor:
"Sayın Genel Başkanım dedi ki; 'Kontrollü darbe' Hayır efendim, ben onun gibi düşünmüyorum. Bu ülkede resmen darbe olmuştur, 240 şehit vardır. Ölümün olduğu yerde kontrol olur mu? Bunun adı darbedir."
"Bunun adı darbedir" diyen İlgezdi'nin genel siyasete ilişkin şu çarpıcı tespiti de dikkat çekici: "Bu ülkede CHP, 40 yıldır iktidar olamıyorsa önce kendini eleştirmeli. İktidarı eleştirirsin ama iktidarın yanlışları ve doğruları da vardır."
Bu çıkışı Kılıçdaroğlu, "raporumuzu okumamış" diye geçiştirse de arka planında başka şeyler var. Bir anlamda yeni bir yaklaşımın ve 1 Nisan sonrası CHP'de yaşanacak iç hesaplaşmanın açık işareti. Çünkü CHP'li çok sayıda siyasi aktör, seçimden çok seçim sonrası hesabı yapıyor. Seçim sonucu ne olursa olsun CHP'lilerin çoğu, CHP'nin FETÖ ve HDP eksenli bir siyasetle bir yere gidemeyeceği görüşünde. Şimdiden CHP içi ittifaklar oluşmuş durumda. Bir yanda Muharrem İnce ve Gürsel Tekin, öte yanda Erdoğan Toprak, Oğuz Kaan Salıcı ve Ekrem İmamoğlu hazırlığı var. İlgezdi ve İlgezdi gibi düşünen il ve ilçe başkanları da bu ekiplere karşı, 15 Temmuz ve darbeler üzerinden derin bir siyasi ayrışmanın işaretini veren bir hazırlık içinde. Hakkındaki iddialar çıkışını gölgelese de İlgezdi'nin CHP'li geçmişi ve Alevi kimliğiyle söyledikleri yabana atılacak gibi değil. Etkisini seçim sonrası çok daha net göreceğiz.