Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Hür dünya liderliğinden, terör hamiliğine

ABD'nin Suriye'den çekilmesi tam bir siyasi oyuna döndü.
Küresel siyaset açısından bakıldığında ABD'nin çekilmeyeceğini söylemek mümkün ama Trump'ın yaklaşımı ve terör örgütleriyle birlikte fotoğraf veren ve Türkiye gibi "stratejik ortağı"nı karşısına alan ABD açısından bakıldığında ise çekilmesi ihtimali yüksek görünüyor.
Son 10 gün içinde Trump dahil ABD yetkililerinin söylediklerini alt alta koyduğunuzda ortaya rezil bir tablo çıkıyor. Kimin ne dediği belli değil.
Belki de Trump dönemi ABD'si tam da budur. Aslında Obama döneminde de ABD'nin bir Suriye siyaseti yok deniyordu.
Gerçekte ise yürütülen terör örgütleriyle iç içe geçen ABD'nin yeni küresel siyasetiydi.
DEAŞ ve PKK'yla ABD ilişkisi bu süreçte doğdu.
Trump dönemindeki gel gitlerin nedeni de bu siyaset. Trump'ın son açıklamasına bakın, metinde hem Türkiye'ye yönelik ağır ithamlar var, hem de çekilmenin devam edeceği var;
"Kürtler'e saldırırlarsa Türkiye'yi ekonomik olarak mahvedeceğiz. 20 millik güvenli bölge kuracağız. Aynı şekilde Kürtler'in de Türkiye'yi provoke etmesini istemiyoruz. Şu anda askerlerimizi eve getirme zamanı.
Sonsuz Savaşları Bitireceğiz." Türkiye'nin bu dengesiz açıklamaya sert tepki vermesinden hemen sonra devreye giren Dışişleri Bakanı Pompeo'nun şu açıklaması da yukarıdaki tezi doğruluyor:
"Trump'ın sözleri Suriye'den çekilme kararımızı değiştirmez." Aslında bu siyaset, Suriye'yi iç savaş yıkımına sürükleyen ABD siyasetinin bir devamı niteliğinde... ABD, Suriye iç savaşının başlamasından sonra Türkiye'nin önünü kesmek ve çevresiyle ilgilenmesini engellemek için darbe ve terör dahil her şeyi yaptı.
Başaramayınca da şimdi "yeni bir siyaset" devreye sokuyor; Türkiye'yi sıkıştırarak "en aza" razı etmek siyaseti... Bir anlamda Kuzey Irak modeli...
Bunun için de Türkiye'yi tehdit ediyor, bölgede İsrail-Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'dan oluşan Şer İttifak'ını harekete geçiriyor. Farkında olmadıkları şu, ne bölge eski bölge ne de Türkiye eski Türkiye...
Bütün bunlar Suriye'de yeni bir durumun olduğuna işaret. Kilidi büyük olasılıkla Münbiç'teki gelişmeler açacak. Münbiç ilginç şeylere gebe... Şehrin çevresi TSK tarafından sarılmış ve PKK-PYD hedefleri topçu ateşi altında. Gelen bilgilere göre içeride ise bambaşka bir fotoğraf var. ABD askerleri hala PKK-PYD unsurlarıyla kol kola. Onlar da Esad rejimiyle irtibat kurmak ve rejimin bölgeye gelmesi için canhıraş bir çaba içinde.
Kirli ilişkiler ve oyun içinde oyun var.
Kürtler adına siyaset yapanların kanlı rejimden medet ummaları, emperyalistlerle kol kola olmaları Kürt halkından ve aydınlardan büyük tepki alıyor ve bir utanç belgesi olarak yorumlanıyor.
Bu tabloya şu ayrıntıyı da eklemek gerekiyor: Trump'ın Türkiye'ye yönelik ağır ithamlarının altında büyük olasılıkla Jonh Bolton'ın da katkısı var. Bolton Türkiye'den ayrılırken ABD iç siyasetini iyi bilen bir dostum aynen şöyle diyordu:
"Bolton, Türkiye'nin kendisine verdiği cevabı unutmaz. Trump da onun Mike Pence ile bir araya gelmesini istemez. Çünkü bu Trump'ı zora sokabilir." Son söz; ABD son 5 yılda terör, darbe ve ekonomik kuşatma dahil her yolu denedi ve başaramadı. Bu kez hiç başaramayacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA