Önümüzdeki yerel seçimlerin kilit şehri hiç kuşkusuz İstanbul... Tek ölçü olmasa bile İstanbul genel siyaset açısından da önemli bir şehir. Bu yüzden "İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır" deniliyor. Gerçi daha önce Bedrettin Dalan ve Nurettin Sözen örneğinde olduğu gibi İstanbul'u kazandıkları halde siyasi varlıklarını sürdürmeyenler hatta Ali Müfit Gürtuna'vari esamisi okunmayanlar bile var. Bu da kazanan siyasi aktörün, Başkan Erdoğan örneğinde olduğu gibi başka siyasi özellikleri de olması gerektiğini gösteriyor. Önümüzdeki seçimleri de o şekillendirecek.
İstanbul seçimleri bu gerçeğe rağmen önemli ve zorlu geçecek. Bu yüzden de çok sayıda aday adayından söz ediliyor. Meclis Başkanı Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Başkan vekili Numan Kurtulmuş gibi isimler sürekli gündemde. Ancak başka isimler de var. Onlardan biri de mevcut İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Mevlüt Uysal. Uysal'ın sürpriz biçimde başkanlığa gelişi ve sessiz kalışı olası başkan adaylığına hazırlık yapmadığı anlamına gelmiyor. Birkaç gün önce bir grup gazeteciyle bir araya geldiğimizde açık açık söylemese de şu mesajı verdi: "Bu yarışta ben de varım."
Ve şu tespitin altını özellikle çizdi: "Bir kere en büyük şansımız Cumhurbaşkanımızın olması... Metrodan köprülere, kentsel dönüşümden çevreye, İstanbul'a çok yoğun hizmetlerimiz de sürüyor. Bu yüzden AK Parti olarak İstanbul'u kazanamama gibi bir sorunumuz olamaz. Kim aday olursa olsun, halkın ayağına gider ve birlik olursak sonuç alırız."
Gelelim açık "Aday mısınız?" sorumuza... Ona da şu cevabı veriyor: "Bir görevi ısrarla hiç talep etmedim. Görev verilirse en iyi şekilde yapma gayretinde olacağız. İstanbul halkının benimle ilgili düşüncesi önemli faktör olacak."
Peki, adı en çok geçen Meclis Başkanı Binali Yıldırım'ın adaylığına nasıl bakıyor? Hiç tereddüt etmeden cevap veriyor: "Kim aday gösterilirse gösterilsin nefer gibi çalışmak bizim görevimizdir. Aslolan partimizin başarısıdır ve İstanbul'un kazanmasıdır. AK Parti'nin bir geleneği var; liderimiz ve partimiz bir karar verirse bize çalışmak düşer."
O buluşmada Başkan Uysal'ın, Başakşehir'i geride bırakıp İstanbul'un temel sorunlarına yoğunlaştığına da tanık olduk. Özellikle İstanbul'u metro ağlarıyla örme konusunda ürettiği "Yap- kirala- devret" formülü ve kentsel dönüşüm konusunda "vatandaşı çözüme katma" modeli ile "yüksek yapılara izin vermeme kararı" dikkat çekiciydi.
***
Kılıçdaroğlu, "İstanbul'a gel Muharrem" der mi?
İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylığı için CHP'de henüz karar verilmedi. Çok sayıda aday adayı var ve kulisler kaynıyor. O adaylar arasında durumu en vahim olan ise Muharrem İnce... Genel merkezin ön seçim yapmayacağı anlaşılınca adı unutulmaya başlayan İnce, şimdi yeniden gündem olmak için yana yakıla ön seçim iddiasından vazgeçip "eğilim yoklamasına da razıyım" diyor. Oysa İstanbul CHP örgütüne göre "hiç şansı yok" ve kapıları zorlaması da işe yaramayacak.
CHP'lilerde Kılıçdaroğlu'nun bir kere daha "Gel Muharrem" demeyeceği görüşü ağır basıyor. Şu sıralarda şansı yükselen isim ise daha önce de yazdım; Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu. İmamoğlu, CHP'li başkanlar arasında en başarılı görünen isim. Ancak büyükşehir için istekli değil çünkü İstanbul'u kazanamama ve Beylikdüzü'nü de kaybetme korkusu yaşıyor. İşaretler onu gösterse de korkusunda haklı.