Günlerdir İP'te yaşananları izliyoruz.
Meral Akşener dönecek mi dönmeyecek mi? Evinin ününe kendini zincirleyenlerden, ağlama duvarına çevirenlere kadar bir dizi eyleme tanık olduk. Dün de yüzlerce İP mensubu bir araya gelip, büyük bir gösteriyle Akşener'i yeniden partisine davet etti.
Bu süreç doğal mı yoksa kurgu mu ne denirse densin, bu saatten sonra Akşener partisine dönse de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Siyaset arenasına soru işaretli çıktığı gibi seçim yenilgisi ve parti içi kargaşayla bu sorular daha da çoğalacak.
Daha ilk toplantının sarsıntısı atlatılamadı.
Şimdiden kimi nasıl bir parti olduklarının cevabını arıyor, kimi bizzat Akşener'in ağzından duyduğu HDP'ye ilişkin "Kürt siyasi hareketi" tespitini sorguluyor, kimi de CHP'yle ittifak yapmanın hesabını soruyor.
Soru çok, Akşener, bu siyasi sorulardan birine cevap verse öteki yakasını bırakmayacak.
Ama o sorulardan biri var ki, onun cevabı hiç verilmedi. Hatta parti içi kargaşa nedeniyle unutturuldu bile.
Oysa sözünü ettiğimiz o soru, Akşener'in "bir daha aday olmayacağım" demesine yol açan ve partisini sarsan süreci başlatmıştı.
Sorunun sahibi de Akşener'e başından beri destek veren Yeniçağ gazetesi yazarı Adnan İslamoğulları.
Köşe yazarı İslamoğulları, aynı zamanda İP'in Bursa'dan milletvekili adayı. Bu yüzden attığı twit bir yazar eleştirisinden öte siyasi bir içeriğe sahip.
O twiti ve içindeki soruları bir kez daha hatırlatalım:
"1- Emanet verdik, sahip çıkmadın.
2- Sır verdik ifşâ ettin. 3- Yola çıktık, yarı yolda bıraktın... Madam, sen seçimi kaybetmedin, sana olan inanma duygusunu yok ettin..." Twit, daha çok Akşener'in çalışma arkadaşlarına söylediği şu sözlerle gündeme geldi:
"Siz bana, 'Madam' diyen birine neden tepki göstermediniz.
Kültürümüzde 'madam' diye kime denir herkes bilir; genelev patronuna denir. Siz beni yalnız bıraktınız, bana bu hadsizliği yapana haddini bildirmediniz, hiçbiriniz cevabını vermediniz..." Oysa o twitte, belki de bilinçli bir biçimde öne çıkartılan "madam" yakıştırmasından çok daha fazlası vardı ve önemli imalarda bulunuyordu. Özellikle şu soru dikkat çekiciydi;
"Sır verdik ifşa ettin..." Bu, sadece ilginç değil aynı zamanda akıl almaz bir iddia. İyi Parti'yi destekleyen, hatta o partiden aday olan bir yazar, aday olduğu partinin genel başkanına verilen bir "sır"dan ve o sırrın "ifşa" edilmesinden söz ediyor.
Şimdi soralım; Peki bu "sır" neydi?
Ve o genel başkan, o sırrı nerede ve nasıl "ifşa" etti?
Ortada hem halktan saklanan bir sır var hem de o sırrı ifşa eden bir genel başkan.
Bu müthiş ve ağır bir suçlama.
Bu suçlamalar, "madam" tartışmasının gölgesinde kaldığı için sorgulanmadı.
Şimdi hem yazar Adnan İslamoğulları bu iddiasına açıklık getirmeli hem de İP'e dönse de dönmese de bir siyasi aktör olarak Meral Akşener, bu suçlamaya bir cevap vermeli.
Halkın bilmediği bu sır ne? Ne zaman, nerede ve kime ifşa edildi?
Akşener'in işi zor, bu tür sorular yakasını hiç bırakmayacak.