Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Koray Aydın neden telaşlandı?

Türkiye'nin iç siyaset gündemi, Filistin ve İran'la ilişkili son Ortadoğu gündeminden bağımsız değil. Filistin'de sivilleri katleden ABD ve İsrail aklı, itiraz ettiği için hiç hoşlanmadıkları Türkiye'yi de içeriden ve dışarıdan kuşatmayı sürdürüyor.
Siyasal operasyonla finansal operasyon birlikte yürütülüyor.
Bunun için de bir yandan "ekonomik tetikçilik" yaptırdığı derecelendirme kurumları, bir yandan da "siyasi taşeronları" FETÖ, PKK ve uzantıları kullanılıyor.
Ama daha vahim olanı, siyaset üretemeyen muhalefet partilerinin mal bulmuş mağribi gibi bu küresel kuşatmaya, bu kirli zemine "umut" olarak sarılmaları...
Ekonomi açısından kritik bir süreçten geçtiğimiz doğru ancak başta CHP olmak üzere ittifak yaptığı İP ve SP'nin, sabahtan akşama kadar doların yükselmesinden, ekonomik krizden söz etmeleri, arka planda neler olup bittiğine bakmamaları sadece ülkeye zarar verir.
Aslında gerçeği hepsi bal gibi biliyor, borç ödeme potansiyelinde sorun olmayan Türkiye'ye yönelik bu kuşatmaların arka planında kirli bir siyaset var. O siyasetin en kirli ve kullanışlı aktörü ise FETÖ. FETÖ hâlâ bitmediği gibi iç siyaseti zehirlemeye de devam ediyor.
Bunun son örneğini birkaç gün önce gördük. İP Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, içinde birçok yalan olan şöyle bir açıklama yaptı: "FETÖ imamı Adil Öksüz seçime çok az kala yakalanıp getirilecek CHP ve İyi Parti'ye iftira atılacak..."
Şimdi biraz geriye gidelim. Bir kere, Adil Öksüz'ün yakalanma meselesinin erken seçimle bir ilgisi yok. Henüz ortada seçim yokken 10 Mart 2018'de "Kaçaklar şehri Berlin" yazımda şu bilgiyi vermiştim:
"Almanya-Türkiye ilişkisindeki soğuk havanın dağılmasına ve gazeteci Deniz Yücel'in serbest bırakılmasına paralel sürpriz iadelerin olabileceği öngörülüyor. Sıradaki ilk isim de Adil Öksüz. 'Olur mu olmaz mı?' yakında görürüz."
Ortada seçim falan yoktu ama böyle bir çaba vardı. Peki, bu çaba neden Koray Aydın'ı telaşlandırdı? Herhalde ön alıyor çünkü kendi "lideri"nden emin değil. Emin olsa daha önce şunları söylemezdi:
"Bütün illerde cemaat mensubu insanların tek aday üzerinde birleşmesi, onun mitinglerine yoğun organizasyonlar yapılması bu tür algının Meral Hanım üzerinde yoğunlaştığını gösteriyor. Cemaat üyesi olup olmadığını bilmiyorum. Ama oradan kendisine bir destek olduğu kesindir."
Aydın, tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu gibi Öksüz'ün "devletin adamı" yani MİT ajanı olduğunu da dile getiriyor. Ama bir kanıt da sunmuyor.
Peki, bu açıklamalar bu yaklaşımlar kimin işine yarıyor? Sadece FETÖ ve arkasındaki küresel güçlerin...
Darbenin arkasında onların olduğu o kadar net olmasına rağmen devreye MİT veya başka şeyler sokularak kafalar karıştırılıyor ve FETÖ gerçeği saklanıyor. Oysa 15 Temmuz'un en önemli ismi Öksüz'ün yakalanması büyük ihtimalle sadece iç bağlantıları değil, dış bağlantıları da açığa çıkartacak ve örgütün çöküşü sağlanacak.
Bundan korkuluyorsa diyecek bir şey yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA