Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Kılıçdaroğlu’nun susmasının sırrı

Günlerdir kamuoyunda, İstanbul'daki Beşiktaş ve Ataşehir belediyelerinin CHP'li başkanlarının İçişleri Bakanlığı'nca görevden alınması tartışılıyor. Bu da CHP'lileri öfkelendiriyor. Özellikle de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu...
Öfkelendiriyor çünkü bu durum, hem Kılıçdaroğlu'nun hükümeti sıkıştırmak için kullandığı en güçlü "yolsuzluk" argümanını elinden alıyor hem de artık algı olmaktan çıkan FETÖ'yle ilişkisini netleştiriyor.
Kılıçdaroğlu öfkelendikçe de kimyası bozuluyor. Sertliğinin ve partinin bildiği gerçekleri saklamasının nedeni bu.
Bugün bir kamuoyu araştırması yapılsa, sadece toplumda değil CHP tabanında bile CHP aleyhine vahim bir sonuç çıkar. Çünkü "yolsuzluk ve FETÖ ile ilişki" gibi iki çok önemli iddia var ve bunlar yeni de değil.
CHP tabanı uzun süredir bunları konuşuyor.
Ortada söylentileri de aşan ve partinin görevlendirdiği milletvekillerinin Beşiktaş Belediyesi için hazırladığı raporlar var.
Aslında Beşiktaş Belediyesi'ndeki sorun daha 30 Mart 2014 seçimlerine giderken başladı.
Seçimin son günü Beşiktaş CHP İlçe Başkanı Uğur Gedik'le birlikte genel merkezin gönderdiği belediye meclis üyeleri listesi değiştirilerek işe başlandı. Arkasından Gedik partiden atıldı ama Hazinedar onu getirip yardımcısı yaptı. Kılıçdaroğlu sustu.
İkinci büyük kırılma 2015'te yaşandı.
Bugün tartışılan yolsuzluk iddiaları aynen o zaman da CHP'lilerce gündeme taşınmıştı.
İşte bunun üzerine bugünlerde yoğun olarak konuşulan yolsuzluk meselesi CHP Parti Meclisi'nin gündemine geldi. Ve Parti Meclisi 44 üyenin oyuyla iddiaların soruşturulmasını istedi. Kılıçdaroğlu da 3 CHP milletvekilini, Bülent Kuşoğlu, İlhan Cihaner ve Kamil Oktay Sındır'ı görevlendirdi. Rapor hazırlanıp Kılıçdaroğlu'na verildi. Raportörlerden Cihaner o günlerde sorunun yolsuzluğu da aştığını söylüyordu: "Sorun, birtakım akçeli işlere dair tartışmalar ve belediyecilik tarzı da değildir. Partimizi içinden çürütebilecek oldukça sorunlu politik bir hattın daha belirgin hale gelmesidir." CHP için çok daha vahim bir iddiaydı bu. Hazinedar'la ilgili konuşanlar kervanına bugün Genel Başkan Yardımcısı olan Aykut Erdoğdu da katılmış ve isyan etmişti:
"Bıçak kemiğe dayandı... Kan kusup kızılcık şerbeti içtim demekten bıktım...
Beşiktaş Belediye Başkanı hakkında disiplin süreci başlamalı..." Hazinedar, bu iddialara, iddia sahiplerini "ahlaksızlıkla" suçlayarak cevap verdi. Kılıçdaroğlu yine sustu. Ama daha ilginci "Kamucu-Solcu" Cihaner ve Erdoğdu'nun susmalarıydı.
Peki, genel başkan dahil CHP'lileri susturan sır neydi? Yolsuzluk ve FETÖ ilişkisi yoksa neden böyle bir kampanya yürütüldü?
Varsa gereği neden yapılmadı? Ya da şöyle diyelim: Acaba bütün bunlar, siyasetini yolsuzluk üzerine kuran bir genel başkanın kendi partisindeki yolsuzlukları saklama, üstünü örtme çabası mı? Olay bu kadar basit mi?
Yoksa arka planında daha derin ilişkiler mi var? Bu soruların cevapsız kalması ister istemez dikkatleri, Kılıçdaroğlu-belediye başkanları arasındaki "özel" ilişkiye çeviriyor.
O ilişki parasal mı yoksa FETÖ'sel mi; açıklanmadan CHP'de sular durulmayacak.
İşin en ilginç yanı, tüm bu iddialara ve tartışmalara rağmen Murat Hazinedar'ın hâlâ belediye üzerindeki iddiasını sürdürmesi... Bugün belediye meclisinde yeni belediye başkan vekilinin kim olacağı belli olacak. Hazinedar'ın CHP'lilere dayattığı iddia edilen iki isim var: Rıfat Örnek ve Merve Öztopal Küçükel... Onlar mı olacak yoksa CHP geleneğinden gelen Bülent Tatar mı? Eğer Hazinedar'ın dediği olursa o da bambaşka soruların sorulmasına yol açacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA