Bugün ABD-Türkiye ilişkileri tarihinin en zor döneminden geçiyor.
Türkiye'yi eskisi gibi yönetmek isteyen bir ABD aklı olduğunu biliyoruz. Bunu geçmişte darbeler ve sokağı ateşe vererek yaptı.
Bugün de aynı şeyleri farklı biçimlerde yapmaya devam ediyor.
Artık yaptıklarını da saklamıyor...
Sarraf davasında olduğu gibi hukuku ayaklar altına alıyor, terör örgütü dediği PKK, DEAŞ ve FETÖ ile kirli ittifak yapıyor.
Bütün bu olup bitenleri de kendi 28 Şubat'ını yaşayan Trump ve ekibi sadece izliyor.
Daha doğrusu nasyonal popülist siyasetle Siyonist lobi arasına sıkışan Trump, yeni bir siyaset üretemediği gibi mevcut durumu daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Bu ABD içindeki derin bir iç çatışmanın sonucu mu yoksa derin ABD aklının yeni siyaseti mi henüz belli değil. Durum, tam da bu yüzden yavaş yavaş ABD içinde de tartışılıyor ve farklı sesler yükseliyor.
ABD'nin Kudüs siyaseti ve Türkiye'nin Kudüs çıkışı bu açıdan bir dönüm noktası oldu. Bu konuda ABD akademi dünyasının etkili isimlerinden, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Martin Sieff'in tespitleri dikkat çekici.
Sieff aynı zamanda ABD Dışişleri özel muhabiri ve ABD'de etkili bir yazar...
Sieff, bir süre önce Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi ve Türkiye'nin öncülüğüyle İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısını değerlendiren önemli bir yazı kaleme aldı.
Yazı şu tespitle başlıyor:
"57 üyeli İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 13 Aralık'ta İstanbul'da yapılan zirvesi tüm dünya için geniş çaplı diplomatik ve stratejik öneme sahip bir etkinlikti." Zirvede oybirliğiyle "Doğu Kudüs Filistin'in başkentidir" kararının alınmasını bir dönüm noktası olarak niteleyen Sieff, şöyle devam ediyor:
"Zirvenin yapıldığı yer bile çok önemli. Bu yüzyılda ilk kez Türkiye, kutsal toprakların, İsrail ve Filistin devletlerinin siyasetine yeniden aktif olarak girdi.
Kudüs'ün statüsünün belirlenmesinde diplomatik sürecin ön safında yer aldı." Sieff, Türkiye'nin 60 yıldır NATO'nun güçlü ve hayati derecede önemli bir üyesi olduğuna, stratejik öneminin her zamankinden daha da önemli hale geldiğine vurgu yaptıktan sonra, sözü Türkiye'nin yeni dünyadaki "yeni rolü"ne getiriyor...
Prof. Sieff'in bu konuda söyledikleri iç siyasette Türkiye'nin izlediği dış politikayı gölgelemeye çalışan ya da görmek istemeyenlere ders niteliğinde:
"İstanbul'daki zirve bize şunu gösterdi;
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye, bu bölgedeki politikaları belirleme konusunda ABD'nin alanı dışında da kendisine güçlü ve bağımsız bir rol biçmeyi başarmıştır. Sonuç olarak önümüzdeki aylarda Ankara'nın Kudüs konusu ve diğer bölgesel konulardaki önemi batılı politika yapıcıların tahmininin ötesinde artacaktır."
Sieff, uzun yazısında ABD ve İsrail ikilisinin Kudüs siyasetine ilişkin de şu notları düşüyor:
"İsrail devletinin işgalci ve yayılmacı politikası artık iflas etti. Trump'ın desteği de bölgeyi tamiri imkânsız bir kaosa sürükleyecek."
Türkiye düşmanlığının arttığı son dönemlerde ABD kamuoyundan yükselen bu umut verici seslere kulak vermekte yarar var.