Türkiye'de devleti ele geçirme iddiasıyla yargılanan Gülen örgütü için ABD'de de tehlike çanları çalmaya başladı. Bugünü kadar başta USA Today gazetesi olmak üzere ABD'nin bazı ciddi gazete ve haber sitelerinde Gülen örgütüyle ilgili önemli yazılar çıktı. Bir kısmını bu köşede de yazdık. Ancak ilk kez Cumhuriyetçi kesimin önemli internet haber sitesi TheBlaze. com'da Ariel Cohen imzalı çok çarpıcı bir yazı yayımlandı.
Yazıda birçok iddia ilk kez dile getirildi. İşte onlardan biri: "(Gülen'in liderliğini yaptığı cemaat) tıpkı Türkiye'deki gibi ABD'de de paralel bir yapı kurup kurmadığını sorgulamak mantık dışı olmaz. Türkiye kendini bu kaçak imama karşı korumak için gerekli adımları attı ve tutuklama kararı çıkardı. Artık bizde FBI'nın detaylı araştırması sürerken siyasetçiler bu yapıdan aldıkları desteği iade etmeli... Ve Kongre de bu para, güç ve etki karmaşasını netleştirip adaletin ışığı altında tutmalı."
Sadece bu tespitler bile artık Gülen'in Pensilvanya'da rahat oturamayacağının işareti. Yazar "Pensilvanya'da yaşayan Fethullah Gülen adındaki Türk Müslüman din adamının sığındığı ülkeye sağlıksız din ve siyaset karışımı bir yapı" getirdiğini söylüyor ve şöyle diyor:
"ABD vergi mükelleflerinin ödediği yüz milyonlarca doların vergiden kaçırılması için (cemaat faaliyetleri) dev bir elektrik süpürgesi gibi kullanılıyor. Bu faaliyetlerde öncü rolü Gülen'den esinlenen charter okulları oynuyor. Yılda yaklaşık 150 milyon dolar vergi indiriminden yararlanıyor. En endişe verici olan ise bu sermayeyi, siyasi gücü satın alıp kötüye kullanmak için harcaması."
Yazıda ayrıntılı biçimde USA TODAY'ın araştırmasından yola çıkarak cemaatin kurduğu parasal "ağ"ın Hillary Clinton'dan Jeb Bush'a kadar birçok siyasiye destek verdiği anlatılıyor. Kimlerin ve hangi kurumlar adına paraların verildiği de ilk kez bu kadar ayrıntılı yazılıyor: Siyasilerin kampanyalarına yüzbinlerce dolar destek olanlar arasında Türk Kültür Merkezi Başkanı Recep Özkan ve o merkeze bağlı Gökhan Özkök gibi isimler; Sema Eğitim, Apple Eğitim Hizmetleri, Türk Amerikan İş Ağı, İstanbul Center, Barış Adaları Enstitüsü ve Küresel Spectrum Vakfı gibi kurumlar var.
FBI'nın şu anda Gülencileri izlemeye aldığına değinen yazar, bunun yetmeyeceğini şu sözlerle anlatıyor: "Şu anda, FBI ABD'de Gülencilerin faaliyetlerini inceliyor ancak, soruşturma Gülen bağlantılı okullarla sınırlı. Oysa bu küresel hareketin politik hırsı biliniyor. FBI'nın görevi yasadışı etkilerden bizim siyasetimizi, ülkemizi ve en önemlisi çocuklarımızı korumaktır. Dolayısıyla, FBI bu ağı incelerken aynı zamanda hareketin üyelerinin siyasi bağlantılarını ve bağışları da incelemekle sorumludur."
ABD'de çıkan bu yazıyı diğerlerinden ayıran bir başka ayrıntı da 1999'da atv'de yayımlanan kasetin içeriğine yer vermesi. Türkiye'de de olay olan o kasette Gülen'in şu talimatlarının altı özellikle çiziliyor: "Henüz zamanı değil, tüm dünyayı omuzlarınızda taşıyabileceğiniz zamana kadar, eksiksiz koşulların olgunlaşmasını beklemelisiniz. Tüm devlet gücünü ve Türkiye'de anayasal kurumların desteğini alana kadar beklemelisiniz. Buradan çıkarken ifade edilen duyguları ve düşünceleri geride bırakmalısınız."
Paralel Yapı'nın Türkiye'de bu paradigmayı hayata geçirdiğinden söz eden yazar, artık ABD'deki uygulamasını da sorgulanması gerektiğini söylüyor ve Kongre'yi göreve çağırıyor.
Bu yazılanlardan ABD'de de Gülen Örgütü'nün günlerinin sayılı olduğu anlaşılıyor.