Türkiye'nin son 65 yıllık demokrasi mücadelesinin abide isimlerinden biri hiç kuşkusuz Adnan Menderes'ti. 1960 darbecilerinin onu idam etmeleri sonra da itibarsızlaştırmaları bu gerçeği değiştirmedi.
Türkiye toplumu, ne ilk nefes aldığı 14 Mayıs 1950'yi ne de Menderes adını ve ailesini unuttu. O ailenin önemli isimlerinden biri de, son dönem siyasetinde "sağduyu"yu temsil eden rahmetli Aydın Menderes'ti.
Dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul'daki dostlarıyla buluşarak Aydın Menderes'i 4'üncü ölüm yıldönümünde mezarı başında andı. Buluşmada, Menderes'in eşi Ümran Menderes ve AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık'la birlikte çok sayıda siyasetçi, işadamı ve gazeteci de vardı.
Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selam, muhabbet ve taziyelerini ilerek başladığı konuşmasında Aydın Menderes'i "Kıymetli bir bilge adam" olarak niteliyor ve şöyle diyordu: "Bir insan sadece yaşarken değil, öldükten sonra da fikriyle, bıraktıklarıyla insanları etkilemeye devam ediyorsa o kıymetli bir insandır. Rahmetli Menderes, bazen hayatın bize neler sunduğunu, bazen bu topraklarda kaydedilen bin yıllık hassasiyetlerin nasıl oluştuğunu, değerlerimizin, inancımızın, felsefemizin neyi ifade ettiğini, bizi neye yönlendirdiğini gösteren ve bize kendimizi hatırlatan fikir istasyonlardan biriydi. Bir bilge adamdı. Onu rahmetli anıyorum."
Törene katılan Milletvekili Kocabıyık ise Aydın Menderes'in nüktedan yanına dikkat çekerek şöyle diyordu: "Aydın bey iyi bir fikir adamı ve siyasetçi olduğu kadar siyasete mizah katmayı da bilen bir insandı. Belki de siyasetimizdeki son mizahı o yapmıştı. Hatırlarsınız, DYP'nin iktidara geldiği 1991 seçimlerinden sonra Meclis'te bir çiğ köfte olayı yaşandı. Bazı milletvekilleri çiğ köfte yapıp iyi olduğunu göstermek için de çiğ köfteyi meclisin tavanına fırlatmıştı. Bunu eleştirenler oldu ama Aydın Bey'in yorumu muhteşemdi. 'Eskiden Meclis'i asker kapatırdı, artık zabıta kapatacak. İzinsiz köfte yapıldığı için..."
Bu bir devrin kapandığının işaretiydi.