Ortadoğu'da fırtınalı bir bahar yaşanacağı bekleniyordu ama bu kadar hızlı biçimde kasırgaya döneceği beklenmiyordu.
Elbette böylesine kirlenmiş ve kök salmış diktatörlük rejimlerinin hüküm sürdüğü coğrafyada demokrasiyi kısa sürede hayata geçirmek kolay değil.
Bu gerçeği Türkiye'nin son 60 yıllık darbeler tarihinden iyi biliyoruz.
Başta ordu olmak üzere, kurumların, sivil toplum örgütlerinin, medyanın hatta aydınların eski sistemle nasıl iç içe geçtiklerini sayısız kez görüp öğrendik. Onların değişmeleri zor ama asıl zor olan yarattıkları algı.
Mısır'da dünün özgürlük meydanı Tahrir'i birkaç gündür dolduran kitlelere bakın. Laikler, liberaller, Kıptiler, şehirliler ve bir kısım İslamcılar. Ne istedikleri sorulduğunda hepsinin söylediği büyülü sözcük "demokrasi"ydi. Peki, ne geldi? Darbe.
Bu darbe, Ortadoğu yeniden şekillenirken Mısır'ın saf dışı kalması içindi. Aynı şey Taksim Gezi Parkı eylemiyle Türkiye üzerine de oynandı.
Böylece bölgenin iki önemli ülkesi Mısır ve Türkiye etkisizleştirildi. Ülke içindeki toplumsal çevreler bu oyunun bir parçası olarak rol aldı, o kadar.
Bunun iktidardaki Müslüman Kardeşler'in yanlışlarıyla, muhalefeti anlamamasıyla ilgisi yok. Bu, darbecilerin klasik yalanı. Kurt, kuzuyu yemeyi kafaya koymuş bir kere. Ölçü sizin yanlış yapmanız değil. Tabii yanlış yapmanız onların şansını artırıyor.
Mısır askeri darbelerin değil ama demokrasinin acemisi. Bu nedenle eski düzenin oyununa çabuk gelindi.
İktidar acemi, muhalefet zayıf olunca da darbecilere gün doğdu. Mısır'da Tahrir'e dökülen ya da döktürülen toplum kesimleri de bu süreci hızlandırdı.
Ne talep ettiler? İktidar gitsin.
Bu darbecilerin talebiydi ve o talebi toplumun talebi gibi sunmayı başardılar. Oysa demokrasilerde, gerçekleşebilir ve iktidara geri adım attıracak talepler demokratik talep sayılır. İktidarları ise sokaklar değil, seçim sandıkları götürür.
Mısır'da "demokrasinin güvencesi" diye sunulan liberaller, demokratlar, laikler, okumuş yazmışlar ve şehirliler, iktidarın yanlışına tahammül edemedi ama darbeyi içlerine sindirdi. Hem de havai fişek atarak. İnanılmaz bir şey bu...
Umarım Türkiye'de aklından aynı şeyi geçirenler Mısır'dan bir ders çıkartır.