Seçim sonrası Türkiye'nin yeni bir anayasa yapabileceğinden çok umutluyduk. En büyük gerekçemiz de seçim meydanlarında liderlerin yeni anayasa sözü vermesiydi.
Şimdi yolun sonuna gelindi. 31 Aralık'ta Meclis Uzlaşma Komisyonu'nun çalışması bitiyor. Ortada yeni bir anayasa olmadığı gibi en yoğun tartışılan maddelerden birinde bile uzlaşma sağlanmış değil.
Çok değil 6 ay önce "masadan kalkan kaybeder" diye bakıyorduk. Şimdi kimin masadan kalktığına dair işaretler de flu...
AK Partililere göre başta vatandaşlık tanımı olmak üzere süreci kilitleyen parti CHP...
CHP'lilere göre ise süreci AK Parti'nin "başkanlık sistemi" dayatması tıkıyor.
Komisyon üyeleri ise bu negatif duruma rağmen önemli bir noktaya gelindiği için çalışmaların kesilmemesini istiyor.
Bunun için de son kararı liderler verecek.
Süreci dışarıdan izleyen biri olarak bu konuda CHP'nin tutumunun belirleyici olduğuna inanıyorum. Başta anayasa ve Kürt meselesi olmak üzere muhalefetteki CHP'nin, AK Parti'yi zorlaması gerekiyor.
Çünkü toplumun yüzde 75'ini temsil eden bu iki parti anlaşırsa birçok sorun çözülür.
Peki, bu neden olmuyor?
Bunun nedeni; CHP, bir muhalefet partisi olarak temelini attığı sistemin "dönüştürücüsü" olmak istemiyor. Onun yerine pusuya yatarak AK Parti'nin hataları üzerinden siyaset yapmayı tercih ediyor.
Oysa devletlerin dönüştürülmesinde muhalefet partilerinin ciddi rol oynadığını biliyoruz.
Muhalefet doğası gereği daha özgürlükçü ve dönüşümcüdür. Çok uzaklara gitmeye gerek yok, 1991 seçimlerini hatırlayın.
Süleyman Demirel'in başında olduğu DYP, sonradan gereğini yapmadı ama iktidara "şeffaf karakol" ve "Kürt realitesi"ni tanıyoruz sloganlarıyla geldi.
Bugün kendisini "sosyal demokrat" olarak tanımlayan CHP, bu konularda mevcut iktidarın daha gerisinde...
Bu da bizim talihsizliğimiz. Bu yüzden AK Parti ile CHP arasındaki makası çok yüksek, bu yüzden muhalefet iktidardan daha çok eleştiriliyor. CHP aradaki bu farkı azaltacak siyasi çıkışı yapmadığı sürece de bu böyle devam eder.
Alın yeni anayasa meselesini... Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri yeni anayasa meselesini liderlere götürecek.
Peki, ne cevap alacaklar?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün Ankara'da medya temsilcileriyle bir araya geldiğinde yeni anayasa için şöyle diyor: "Anayasa konusunda çok aceleci olmamak gerekiyor."
Muhalefetin sıkıştırması gerekirken "acele etmeyelim" demesi ilginç değil mi? Ama aynı Kılıçdaroğlu dönüp 12 Eylül yasalarının değiştirilmesi için her türlü desteği veririz diyor.
İyi işte, mevcut anayasa da 12 Eylül ürünü değil mi?
Kılıçdaroğlu ve CHP muhalefet olarak özgürlüklerin önünü açmak için önce yeni anayasaya destek vermeli. Bu adım, Seçim ve Siyasi Partiler Yasası gibi 12 Eylül'den kalma bir dizi yasanın değişmesinin de yolunu açar.
Bu yolu ve yeni anayasa yapma işini, haklı yanları da olsa AK Parti "Başkanlık Sistemi"ne, CHP ise "önce seçim ve partiler yasası değişmeli" tezine kurban etmemeli.