Mustafa Sarıgül Harvard'da... Sarıgül'ün Harvard'da konferans vermesi iki önemli şeye işaret ediyor.
O artık ülke sınırları dışında da tanınan siyasi bir aktör.
Ve Türkiye dünyanın en ünlü üniversitesince merak ediliyor.
Bildiğim kadarıyla hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hem de Başbakan Erdoğan bu üniversitede konferans verdi ama ilk kez bir ilçe belediye başkanı buraya davet ediliyor, demokrasi ve yerel yönetimlerdeki deneyimini anlatıyor.
Bu, çok değil 20 yıl önce Türkiye'den tek öğrencinin bile bulunmadığı Harvard'ın Türkiye'yi fark ettiğini gösteriyor.
Harvard'ın kapısından içeri girdiğimizde bu gerçeğin başka yüzleriyle de tanışıyoruz. Artık Türkiye'den hem çok sayıda öğrenci ve araştırmacı var, hem de yeniçağın en önemli bilimi diye nitelenen Genetik Bölümü'nün başında Türkiyeli bir hoca var: Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil...
Mustafa Sarıgül ve ekibi kısa süre Hotamışlıgil'in odasında soluklanıyor. Sonra konferans salonuna geçiyoruz. Kapıda çoğu Türk öğrenci ve araştırma görevlisiyle konuşuyoruz. Hepsi, Türkiye'den bir siyasetçinin gelip Harvard'da konuşmasını önemsediği için merak ediyor.
Biraz erken gelip bekleyenlerden Ali Atik şöyle diyor.
"Duyunca heyecanlandım ve hemen buraya geldim. Türkiye'den hele de babaannemin oturduğu İstanbul Kurtuluş'un belediye başkanının buraya gelmesi çok güzel. Merakla dinleyeceğim..."
Konferansı heyecanla bekleyenlerden biri de uluslar arası ilişkilerde doktorasını bitiren Pelin Gökçe... İlgi alanı uluslar arası ilişki olan Gökçe, siyasetle de yakından ilgili.
Sarıgül'ü dinlemek ve soru sormak için gelmiş. Bir süre sonra Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel de geliyor ve hep birlikte konferans salonuna geçiyoruz.
Az ve öz bir kitle var. Açış konuşmasını yapan Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil şöyle diyor:
"Sarıgül, bir Rönesans adamı. Politikadan sağlığa, yerel yönetimlerden toplumsal barışa birçok şeyle ilgileniyor. Onun deneyimlerini merak ediyoruz. Bu üniversite her türlü bilgiye açık olduğu için Sarıgül'ün deneyiminden yararlanmak istedik."
Sarıgül'e New York'tan Boston'a karayoluyla gelirken Harvard'da konuşma yapmasının önemini sordum o da şu cevabı verdi:
"Onlar beni merak ediyor ama ben de onları merak ediyorum. Harvard gibi bir üniversitede okumak büyük bir şans. Uzun yıllardır politikanın içinde olan biri olarak ilk kez dünyanın en ünlü üniversitesine geliyorum. Bu heyecan verici... Siyasi hayatımın yeni bir dönüm noktası..."
Ve Mustafa Sarıgül kürsüye çıkıyor.
Harvard'ın küçük bir salonunda öğretim üyesi, araştırma görevlisi ve öğrencilerden oluşan kitle pür dikkat dinliyor. Sarıgül, başta sağlık ve sosyal belediyecilik olmak üzere bir yerel yöneticinin neler yapabileceğini ayrıntılı bir biçimde anlatıyor.
Sonra da sözü genel siyasete getirerek ilk kez "Küresel demokrasi"den söz ediyor ve onu şu sözlerle anlatıyor:
"Küresel demokrasi sağlanamazsa, küresel ekonominin yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldıramayız. Ekonomik, sosyal ve siyasi sistemlerimizi ne kadar katılımcı, eşitlikçi ve çoğulcu yaparsak, küreselleşmenin nimetlerinden ve dünyamızın zenginliklerinden de o kadar çok yararlanırız. Bunu başarırsak, dünya barışına da hizmet ederiz."