Başbakan Erdoğan, atv ve aHaber ortak yayınında önemli açıklamalar yaptı ama sivil siyasetin inisiyatif almasına ilişkin söyledikleri çok daha önemliydi.
Devletin şiddeti sonlandırmayla ilgili her türlü görüşmenin yapılabileceğini söyleyen Erdoğan asıl çağrısını CHP'ye yaptı:
"Bu pazartesi parlamento açılıyor. Teklifi yine götüreceğiz. Bu çalışmayı yapmaya hazır mısınız?"
CHP hazır mı bilemem ama artık sivil siyasetin eli silahlı güçler tarafından sıkıştırılmadığı, bürokratik elit tarafından dizayn edilmediği yeni bir sürece giriyoruz.
AK Parti'nin bugün yapılacak 4. Olağan Kongresi de bu sürecin bir parçası. Bu özelliği nedeniyle de eskileriyle kıyaslanmayacak kadar "küresel" bir nitelik kazanıyor.
Tam da bu nedenle dünyanın birçok bölgesinden çok sayıda siyasi aktör bu kongreye konuk olarak katılıyor.
Bu ilgi Türkiye'nin bölgesel gücünü gösterdiği gibi küresel aktöre dönüştüğünün de işareti.
Bu noktada belki de en dikkat çekici isim Mesud Barzani... İlk kez bir Kürt siyasi aktörü Türkiye toplumunun karşısına çıkıp, kendi diliyle seslenecek. Bu Türkiye'nin sadece kendi Kürtleriyle ilişkisini değil, bölgede yaşayan Kürt toplumuyla ilişkisini de derinden etkileyecek.
Rahmetli Turgut Özal dönemi hariç "Kürt lider" demeyi bile sakıncalı ilan eden bir ülke, şimdi o Kürt liderlerden birini, toplumun yüzde 50 oyunu alan bir partinin kongresinde ağırlıyor.
Bu konjonktürel bir tercih değil, gelecek on yılları kapsayan yeni bir siyasi vizyon tercihidir.
Sivil siyaset güçlendikçe küresel dünyayla buluşma da o oranda artıyor.